Resmi adıyla İsviçre Federasyonu, muazzam doğası ve güçlü ekonomisi ile dünyanın en dikkat çeken ülkelerinden birisidir. Bankacılık ve sağlık sektörlerindeki başarısı ise tüm dünya tarafından kabul edilmiştir. Alpler ülkenin büyük bir bölümünü kaplamaktadır ve turizm merkezlerinden biri olmasını sağlamaktadır. Zürih ve Cenevre kentleri ise küresel kent ve ekonomi merkezi olarak anılmaktadır.
İsviçre’nin diğer dünya ülkelerine göre belki de en çok dikkat çeken yönü, 1815 yılından bu yana uluslararası bir savaş durumunun olmamasıdır. Uzun bir silahlı tarafsızlık tarihi bulunan ülke, 2002 yılına kadar Birleşmiş Milletler’e katılmamıştır. Sonradan katılmasının nedeni ise dünya çapında barış kurma girişimlerine katkı sağlamaktır. Ayrıca katılımıyla birlikte ikinci büyük BM merkezi olmuştur. Günümüzde ise çok sayıda uluslararası organizasyona ev sahipliği yapmaktadır.
[renkbox baslik="Kazakistan Para Birimi: Tenge Hakkında Bilgiler" link="https://bilgihanem.com/kazakistan-para-birimi-tenge/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/03/kazakistan-para-birimi-tenge-hakkinda-bilgiler.jpg" renk="yesil" yenisekme="evet"][/renkbox]
Avrupa Serbest Ticaret Birliği’nin kurucu üyelerinden olmasının yanında, Avrupa Birliği’ne ve Avrupa Ekonomik Alanı’na üye olmamasıyla da dikkat çekmektedir. Buna karşın kişi başına düşen net olmayan yerli ürün bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden birisidir. Ayrıca her bir yetişkin için en yüksek malvarlığına sahiptir. Dil ve kültür açısından da oldukça gelişmiş bir ülke olan İsviçre, frank ile finans piyasalarında da gücünden söz ettirmektedir.
İsviçre Para Birimi Nedir?
Eski tarihi, güçlü ekonomisi ve kararlı pazar yapısı ile İsviçre’nin para birimi franktır. İsviçre frangı, finans piyasalarında majör dövizler arasında yer almaktadır. Uluslararası piyasalarda frank, CHF şeklinde kısaltılmaktadır. Sembolü ise F harfidir ve kuyruğunda ülkenin bayrağını anımsatan bir çizgi vardır. Ayrıca Fr ve SFr şeklinde de gösterimi yapılmaktadır.
Ülkede 4 farklı resmi dil kullanılmaktadır. Bunlar arasında en yaygın olanı Almancadır. İkinci sırada ise Fransızca yer alır. Üçüncü dil İtalyanca iken, dördüncü dil Romanşçadır. Bu nedenle frank farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Almanca Schweizer franken, Fransızca Franc suisse, İtalyanca franco svizzero ve Romanşça franc svizzer olarak anılır.
Frangın alt birimi ise rappendir. 100 rappen, 1 franka eşittir. Alt birim de resmi dillere göre farklı şekillerde isimlendirilir. Bunlar; Almanca rappen, Fransızca centimes, İtalyanca centesimi ve Romanşça raps şeklindedir. Franka dayalı ekonominin temelleri ise 1798 yılında federal cumhuriyete geçilmesiyle atılmıştır. Öncesinde yaklaşık olarak 860 farklı madeni para kullanılmaktaydı.
Economist Intelligence Unit tarafından hazırlanan ülkelere göre yaşam kalitesi endeksinde İsviçre, yaşanacak en iyi ülke olarak gösterilmiştir. Bu endekste göz önünde bulundurulan faktörler ise çalışma, suç seviyesi, yaşam kalitesi, sağlık hizmetleri, mutluluk gibi kriterlerdir. Ülkenin 8 milyonu aşan nüfusunda, dünyanın en iyi liberal silah yasalarından birisi vardır ve 2,3 – 4,5 milyon arasında silah bulunduğu bilinmektedir. Buna karşın dünyanın suç oranı en düşük ülkelerinden birisidir.
Ülke, 1848 yılında İsviçre Federal Anayasası’nın kabulünden bu yana bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir. CHF kısaltması, “Confoederatio Helvetica Franc” kelimesinden gelmektedir. Confoederatio Helvetica ise doğrudan demokrasi anlamına gelmektedir. Dünya üzerinde doğrudan demokrasi ile yönetilen tek ülke olmasıyla ünlüdür. Buna bağlı olarak herhangi bir vatandaş, bir kanuna dava açabilir ve anayasada değişiklik teklifinde bulunabilir.
Ülke ile ilgili ilginç yönlerden birisi de başkentin bulunmamasıdır. Bern ülkenin başkenti olarak bilinse de fiili bir başkent olduğunu bilmelisiniz. Aynı zamanda bir devlet başkanı da bulunmuyor. Bunun yerine devlet başkanlığı görevlerini üstlenen 7 üyeli bir konsey bulunuyor. Ekonominin en büyük sektörü ise yüzde 73 oranı ile hizmettir. Bankacılık, sigortacılık, turizm ve ticaret ise ekonominin en önemli kalemlerini oluşturmaktadır.
Frank Nedir? İsviçre Frangı Hakkında Bilgi
İsviçre Ulusal Bankası tarafından piyasaya sürülen frank, Euro’ya geçiş sonrasında Avrupa’da kullanılan tek ve son tür olmuştur. Dünya rezerv para birimlerindendir ve 2007 yılında yüzde 0,2 oranında bir paya sahiptir. Ayrıca İsviçre frangı, güvenilir liman özelliği bulunan para birimlerindendir. Ek olarak Lihtenştayn’da da kullanılmaktadır.
Federal cumhuriyet öncesinde ülkede kullanılan yerel para birimleri; Basel thaler, Berne thaler, Fribourg gulden, Geneva thaler, Geneva genevoise, Luzern gulden, Neuchâtel gulden, St. Gallen thaler, Schwyz gulden, Solothurn thaler, Valais thaler ve Zurich thaler olarak sayılabilir. 1798 yılıyla birlikte bu paralar değiştirilmiştir. Frank, Berne thaler temelli bir döviz olarak tanıtılmıştır.
1803 yılında tamamen franga geçilmeden önce kantonlar içinde arabuluculuk dönemi yaşanmıştır ve 19 kantonal birim kullanılmıştır. Bu paralar ise Appenzell, Argovia, Basel, Berne, Fribourg, Cenevre, Glarus, Graubünden, Luzern, St. Gallen, Schaffhausen, Schwyz, Solothurn, Thurgau, Ticino, Unterwalden, Uri, Vaud ve Zürih ön adlarıyla anılan franklardır.
Bu karmaşık yapı, 1815 yılına kadar devam etmiştir. Ardından İsviçre Konfederasyonu para sistemlerini basitleştirmeye gitmiştir. Çünkü 1820 itibariyle ülkede federal cumhuriyet öncesi ve sonrası kullanılan madeni paralarla birlikte toplam 8000 farklı sikke oluşmuştur. 1825 yılında Bern, Basel, Fribourg, Solothurn, Aargau ve Vaud kantonları, concordate isimli bir para sistemi benimsemiş ve Konkordanzbatzen isimli standart bir madeni parayı kabul etmiştir.
1803 – 1850 yılları arasında 22 kanton ve yarım kanton para ihraç etmeye devam etmiştir. Ama 1850 yılında dolaşımdaki yerel paranın oranı, yüzde 15’e kadar inmiştir. Yine de bu durum, para sistemini oldukça karmaşık bir hale getirmektedir. Bu soruna bir çözüm olarak 1848 tarihli İsviçre Federal Anayasası, federal hükümetin para basabilecek tek kurum olacağını belirtmiştir.
Yaygın kullanılan İsviçre frangı banknot ve madeni paraları:
- 10 frank
- 20 frank
- 50 frank
- 100 frank
- 200 frank
- 1000 frank
- 5 rappen
- 10 rappen
- 20 rappen
- 0,5 frank
- 1 frank
- 2 frank
- 5 frank
Yeni anayasadan 2 sene sonra Federal Meclis, 7 Mayıs 1850 tarihinde Federal İsviçre frangı birimini kabul etmiş ve ilk Federal Para Tahsilat Yasası’nı izlemiştir. Artık kullanılmayan Fransız frangı ile eşit değerde olan frank, farklı para birimleri kullanan kantonlar tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. 1865 yılında ise Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre, Latin Para Birliği’ni oluşturmuşlardır.
Latin Para Birliği’ne göre; ulusal paraların 4,5 gümüş veya 0,290322 gram altın standardına göre çıkartılmasına karar verildi. Bu birlik, 1920 yılında kaldırıldı ve 1927 yılında sonra erdi. Buna karşın 1936 yılında tek başına devalüasyona uğradığında ve 27 Eylül tarihli Büyük Buhran sırasında bile frank, bu standarda bağlı kaldı. İsviçre’nin ardından; İngiliz sterlini, Amerikan doları ve Fransız frangı da yüzde 30 oranında devalüasyona uğradı.
Devalüasyonlar sonrasında ülke, 1945 yılında Bretton Woods sistemine katıldı. Böylece 1 dolar = 4,3052 frank eşitliği kabul edildi. Altın – dolar dönüştürülebilirliği temeline dayalı olan Bretton Woods anlaşmasında, 1 frank = 0,206418 gram altın eşitliği de kabul edilmiş oldu. 1949 yılında yenilenen Bretton Woods şartlarına göreyse 1 dolar= 4,375 frank ve 1 frank = 0,203125 gram altın eşitliği kabul edildi.
Frank, tarihsel olarak sıfır enflasyona sahip güvenilir bir liman olarak kabul edildi. En az yüzde 40 oranındaki altın rezervleri ise bunun yasal kanıtı oldu. 1920’lerden beri devam eden altın standardı ise bir referandum sonucunda 1 Mayıs 2000 tarihinde sona erdi.
2005 yılının Mart ayına kadar ise bir altın satış programını takiben İsviçre Ulusal Bankası, varlıklarının yüzde 20’sine denk gelen 1290 ton altını elinde tuttu. Kasım 2014 tarihinde ise frank için yüzde 20 altın desteğinin geri kazanılmasını öneren İsviçre Altın Girişimi konulu referandum reddedilmiş oldu.
15 Ocak 2015 tarihinde ise Merkez Bankası, EUR/CHF paritesindeki 1,20 oranındaki alt bandı kaldırdı. Sonucunda frank, tüm para birimleri karşısında değer kazandı. Öncesinde ise 18 Aralık 2014 tarihinde merkez bankası, frangın tavanını desteklemek için banka mevduatları üzerinde negatif faiz oranını getirmişti.
2015 yılının başında tavanı terk ettikten sonra yüzde 30 civarında değer kazandı. Bu artış birkaç dakika sürmesine karşın, dünya çapında ses getirdi. Merkez bankasının bu kararını önceden açıklamaması nedeniyle hisse senedi ve döviz piyasasında büyük bir kargaşa yaşandı. Frank; dolar karşısında yüzde 21, euro karşısında ise yüzde 23 değer kazandı.
En Çok İşlem Gören İsviçre Frangı Pariteleri
İsviçre frangı, finans piyasalarında kabul gören 7 majör dövizden birisidir. Güçlü ekonomisi ve güvenilir liman özelliği ile yüksek işlem hacmine sahip dövizlerdendir. Amerikan doları ve Euro ile oluşturduğu pariteler dışında, Avustralya doları, Japon yeni, İngiliz sterlini gibi daha birçok döviz karşısındaki değeri yatırımcıların yakın takibindedir. Ticari ilişkilere dayalı olarak diğer para birimleri ile ilişkisi de yakından izlenmektedir.
Bilgihanem.com olarak frankın; Amerikan doları, Euro ve Türk lirası karşısındaki değerlerine göz atmak istiyoruz:
Amerikan Doları – İsviçre Frangı Paritesi (USD/CHF)
Amerikan dolarının İsviçre frangı karşısındaki değeri USD/CHF paritesi ile izlenmektedir. Frank, genel geçerli kurallara göre her paritede karşıt döviz konumunda işlem görmektedir. Amerikan doları ise bu kurala bağlı olarak baz veya karşıt döviz olabilmektedir. Bu paritede ise USD baz, CHF karşıt dövizdir.
USD/CHF paritesinin son 5 yıllık fiyat değişimine göz attığımızda; en yüksek seviyenin 28 Kadım 2015 tarihinde 1 dolar – 1,0297 frank eşitliği ile kaydedildiği görülmektedir. En düşük seviye ise 15 Ocak 2015 tarihinde 1 dolar – 0,8591 frank eşitliği ile kaydedilmiştir. Merkez Bankası'nın CHF’de tavan uygulamasını terk etmesi ile bu düşüş yaşanmıştır. Genel seyre baktığımızda ise oldukça dalgalı ama stabil bir seyir olduğu gözlemlenmektedir.
Euro – İsviçre Frangı Paritesi (EUR/CHF)
Euro’nun İsviçre frangı karşısındaki değeri EUR/CHF paritesi ile ölçülmektedir. Frank, karşıt konumdadır ve parite ile ters orantılı hareket etmektedir. Euro ise paritede baz döviz konumunda olmasına rağmen, yönün belirleyicisi değildir. Paritede, frank daha baskın bir konumdadır.
EUR/CHF paritesinin son 5 yıllık fiyat değişimine baktığımızda; en yüksek seviyenin 1 Euro – 1,2533 frank eşitliği ile kaydedildiği görülmektedir. Merkez bankasının 1,20 tavan uygulamasına bağlı olarak bu seviyelerde gezdiği gözlemlenmektedir. Buna karşın 15 Ocak 2015 tarihinde tavan uygulamasından vazgeçilmesiyle en düşük seviye olan 1 Euro – 0,9880 frank eşitliği kaydedilmiştir.
İsviçre Frangı – Türk Lirası Paritesi (CHF/TRY)
İsviçre frangının Türk lirası karşısındaki değeri CHF/TRY paritesi ile ölçülmektedir. Türk lirası karşı döviz konumundadır ve parite ile ters orantılı hareket eder. Frank ise parite ile aynı yönde hareket eder ve baz döviz konumundadır.
CHF/TRY paritesinin son 1 yıllık fiyat grafiğine göz attığımız zaman; en yüksek seviyenin 1 frank – 4,2296 TL eşitliği ile kaydedildiği görülmektedir. Türk lirasında 2018 Mart ayının sonlarında hızlanan değer kayıpları ile bu rekor kaydedilmiştir. En düşük seviye ise 11 Mayıs 2017 tarihinde 1 frank – 3,5480 lira eşitliği ile görülmüştür.
Kısaca İsviçre Ekonomisi Hakkında Bilgiler
Zenginlik ve barış ülkesi olan İsviçre, kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerden birisidir. Hizmet sektörüne dayalı olan ekonomisinde, bankacılık ve finans sektörü lokomotif görev görmektedir. Aynı zamanda sigortacılık sektöründe de lider ülkelerden birisidir. Üretim sektöründe de adından sıkça söz ettirmesinin yanında; yüksek teknolojili ürün üretimi, bilgiye dayalı üretim, nitelikli işçilik, gelişmiş altyapı, gelişmiş borsa ile dünyada rekabet gücü en yüksek ülkeler arasında yer alır.
Dünyanın en stabil ülke ekonomilerinden birisine sahiptir ve GSYİH sıralamasında 20'inci, kişi başına düşen milli gelir bakımından da 4'üncü sırada yer almaktadır. Ülkede yaşayan insanların büyük bir kısmı, ticaret ve finans sektörlerinde çalışmaktadır. Ekonominin diğer iki önemli sektörü ise turizm ve endüstridir. Aynı zamanda INSEAD ve Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından çıkarılan Global Innovation Index’te 1. sırada bulunmaktadır.
Ülkenin eski ve güçlü tarihine bakıldığında 1848 yılında Zürih ile Basel şehir kantonlarının endüstri ve ticaret alanında oldukça gelişmiş olduğu görülmektedir. Kırsal bölgelerde ise insanların yoksul ve geri kalmış durumda oldukları bilinmektedir. Buna karşın makineleşme tarihi 1814 yıllarına kadar dayanmaktadır. Turizm ve bankacılık sisteminin gelişimi de bu yıllara dayanmaktadır.
Endüstri devrimi 19. yüzyılın sonlarında şehirlerde tekstil ile kendini göstermeye başlamıştır. Özellikle Basel ipek kumaş alanında, sektörün en önemlisi olmuştur. 1888 yılında ise tekstil sektörünün yüzde 44’ü kadınlar tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Çalışan kadınların, yarıya yakını tekstil sektöründe faaliyet gösterirken, ikinci kısmı ev hizmetlerindeydi. 1890 ile 1910 yılları arasında kadın işgücünden yararlanma oranı ise 1960 ve 1970’lere göre daha fazlaydı.
Tekstil sonrasında 1847 yılında ilk demiryolunun Zürih ile Baden arasında yapılmasıyla bu sektörde gelişimler yaşanmaya başladı. Öyle ki özel girişimcilerin rekabeti ile 1860 yılında ülkede 1000 kilometreden fazla demiryolu yapılmıştır. Tüm bunlara karşın bazı kaynaklar, kırsal kesimdeki yoksulluk nedeniyle göçler yaşandığını göstermektedir. Bazı kaynaklar ise bunu yalanlamakta ve 1913 yılında ülkede kişi başına gelirin; ABD, İngiltere gibi ülkelerden sonra geldiğini göstermektedir. Ayrıca 19. yüzyılın ortalarında Avrupa’nın en güçlü ülkelerinden biri olduğu da araştırmalarla ortaya koyulan bir gerçektir.
Tarihi olarak ne kadar güçlü olduğunu, yukarıda anlattığımız birkaç gelişmeden anlayabilirsiniz. Daha yakın tarihe baktığımızda ise ülke ekonomisinin 20. yüzyılda, Avrupa’nın diğer ülkelerine göre en gelişmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1910 yılında tüm Avrupa’da başlayan ve savaş boyunca devam eden ekonomik kriz, ülkeyi de sarsmıştır. Buna bağlı olarak ülke içi ekonominin geliştirilmesi üzerine odaklanılmıştır. Öyle ki tahıl üretmeyen bir ülke iken tahıl üretimi artırılmış ve kömür kullanan lokomotifler yerine elektrikle çalışan lokomotifler üretilmiştir.
1920’li yıllarda yeniden gelişmeye başlayan İsviçre, 30’lu yıllarda yeniden krize girmiştir. 40’lı yıllarda ise Almanya’ya yapılan silah satışı ile ülke ekonomisi gelişimini sürdürmüştür. Nazilerle işbirliği yapmış ve mihver devletlerle güçlü ticari ilişkiler kurmuştur. Aynı zamanda savaşta tarafsızlığı seçtiği için üretim tesisleri hasar almamış ve varlığını sürdürebilmiştir. Ekonomisi de hızlı bir şekilde yeniden toparlanmıştır.
1990 yılından itibaren 3 yıl süren durgunluk ile ekonomi yüzde 2 oranında daralmıştır. Enerji tüketimi ve ihracatta azalma yaşanmıştır. Bu dönemde işsizlik oranları artmış ve 1991 yılında yüzde 1 olan işsizlik oranı 1997 yılında yüzde 5,3 ile zirveyi görmüştür. 97 yılında yeniden toparlanma başlamış ve 2000 yılında yüzde 3,6 oranında büyüme kaydedilmiştir. Buna karşın 2000’li yılların başında Batı Avrupa ve ABD’de başlayan durgunluk, bölgeyi de etkilemiştir.
Ülkenin büyüme oranları; 2001’de yüzde 1,2’ye, 2002’de yüzde 0,4’e, 2003 yılında yüzde 0,2’ye kadar düşmüştür. Ardından işsizlik artmaya başlamış ve 2004 yılında yüzde 3,9’a yükselmiştir. Buna rağmen Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 8,9’a göre işsizlik oranı oldukça iyi durumdaydı.
Hammadde konusunda yoksul olan bölge, biyolojik üretim konusunda oldukça baskındır. Ülkede; kum taşı, kireç taşı, kil, granit ve tuz çıkartılmaktadır. Kömür, uranyum ve petrole ise iz miktarda rastlanmıştır. Ayrıca demir cevheri, asfalt, bakır ve altın madenleri günümüzde kapatılmıştır. Ekonomideki en önemli hammadde ise elektrik ihtiyacının üçte ikisini karşılayan hidrolik güç kaynaklarıdır.
Avrupa’nın Su Kalesi olarak anılan İsviçre, su kaynaklarından üretilen elektriği kullanmaktadır. Hidroelektrik santraller ve barajlar sayesinde elde edilen elektrik, tüm elektrik ihtiyacının yalnızca yüzde 14’ünü sağlamaktadır. Petrol ve türevlerinin kullanımı ise yüzde 57 oranındadır. Yüzde 12’lik doğal gaz kullanımı ve ülkedeki 5 büyük nükleer santral sayesinde nükleer enerjide yüzde 10 ile dördüncü sıradadır. Tüm bunlara karşın, temiz enerji kaynakları konusunda gelişmemiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları olan güneş ve rüzgar enerjisi kullanımı yalnızca yüzde 2 düzeyindedir.
Bölgede tarımla uğraşan nüfus günümüzde yüzde 4’ün altındadır. Buna rağmen devlet bazı ürünlerin üretilmesi konusunda teşvik sunmaktadır. Tahıl, patates, pancar, meyve üretimi yapılır. Şarapçılık, hayvancılık ve süt üretimi de yüksek seviyededir. Aynı zamanda ihracatta birinci sırayı sert peynir türleri almaktadır. Emmental, gravyer ve sbrinz peynirleri oldukça ünlüdür.
Geleneksel sektörleri; saat sanayi, hassas aletler, makineler, kimya, ilaç ve yiyecek maddelerdir. Gelişen sektörleri ise ilaç sektörü ile biyomedikaldir.
2017 IMF verilerine göre; İsviçre’nin GSYİH oranı 680.645 milyon dolardır. Kişi başına milli gelir ise 80.837 dolardır. 2017 yılında kaydedilen reel büyüme oranı ise yüzde 1.01 düzeyindedir.
Kısaca İsviçre Bankacılık Sistemi Hakkında Bilgiler
Bilindiği gibi İsviçre’nin bankacılık sistemi, dünyaca ünlüdür ve birçok ülke tarafından örnek alınmaktadır. Bu nedenle ayrıca bir başlıkta bankacılık sisteminden kısaca bahsetmek istedik. Uluslararası bankacılık anlayışı üzerine kurulu, toplam 385 banka faaliyet göstermektedir. Ülkenin bankacılık sistemi, dünyanın her yerinden müşteriye hitap eden ve gizlilik ilkeleri esas alınmış bir sistemdir.
İsviçre bankaları; kredi temini, portföy yönetimi, yatırım danışmanlığı, tasarruf hesapları, para transfer işlemleri, menkul kıymet işlemleri, bono ve tahvil ihracı, finansal analizler gibi konularda da üst düzey hizmet vermektedir.
Bankacılık sektörünün yüzde 50’den fazlası, UBS AG ve Credit Suisse Group hakimiyetindedir. UBS AG, dünyanın en büyük bankasıdır ve bireysel bankacılık dışında yatırım danışmanlığı ve menkul kıymet işlemlerinde önemli konumdadır. Ülkenin ikinci büyük bankası olan Credit Suisse ise daha çok finansal hizmetler ve krediler alanında uzmandır.
2 büyük banka dışında 24 kantonal banka bulunmaktadır ve bunlar, devlet garantisi altında faaliyet göstermektedir. Temel kuruluş amaçları ise bağlı bulundukları kanton ekonomisinin gelişimine katkı sağlamaktır.
Ülkedeki diğer bir banka türü ise özel bankalardır. Bunların temel faaliyet alanları ise portföy yönetimidir. Aynı zamanda ferdi mülkiyet esaslarına göre kurulmuşlardır. Banka sahipleri, banka borçlarından tüm mal varlıkları ile sorumlu tutulmaktadır.
Ülkede bulunan yabancı bankalar ise ağırlıklı olarak Avrupa Birliği ülkeleri kaynaklıdır ve alanları portföy yönetimidir. Ticaret bankaları ise çoğunlukla müşterilerinden yılda asgari 300 bin – 500 bin frank işlem hacmi garantisi talep ettikleri için büyük sermayeli şirketlerle çalışmaktadır.
Kısaca İsviçre Ticari İlişkileri
İsviçre’nin en büyük ticaret ortağının Almanya olduğu bilinmektedir. Diğer ülkeler ise ABD, İtalya ve Fransa’dır. En çok ihracat yaptığı ürün grubu; eczacılık ürünleri, makine ve aksamları, saat ve aksam ile parçalarıdır. En çok ithalat yaptığı ürün grubu ise makine ve aksamlar, eczacılık ürünleri, inciler, kıymetli taş ve metal mamul madenleridir. Başlıca dış ticaret ilişkilerine ve oranlara buradan göz atabilirsiniz.
Türkiye ile ticari ilişkileri izlendiğinde ise temellerin 1925 yılına dayandığı görülmektedir. İsviçre ilk büyükelçilik binasını İstanbul’da 1925 yılında açarak bunu sebep olmuştur. Türkiye’den ithal ettiği ürünlere baktığımız zaman; inciler, kıymetli taş ve metal mamulleri, madeni paralar, mineral yakıtlar ve yağlar, mumlar, motorlu kara taşıtları, meyveler, kabuklu yemişler, turunçgiller, örme giyim eşyaları ve aksesuarları, nükleer reaktörler, kazanlardır.
[renkbox baslik="Japonya Para Birimi: Yen Hakkında Bilgiler" link="https://bilgihanem.com/japonya-para-birimi-yen/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/03/japonya-para-birimi-yen-hakkinda-bilgiler.jpg" renk="mor" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Türkiye’ye ihraç ettiği ürünler ise optik, fotoğraf, sinema, ölçü, kontrol, ayar cihazları, tıbbi aletler, eczacılık ürünleri, elektrikli makine ve cihazlar, uçucu yağlar, parfümeri, ağaç ve ağaçtan mamul eşyalar görülmektedir.
Türkiye ile İsviçre arasındaki ticaret hacmi, 2017 yılında yaklaşık 7,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Toplam ithalat oranı yaklaşık 7 milyar dolar iken, toplam ihracat oranı 892 milyon dolar olmuştur. İki ülke arasındaki anlaşma ve protokollere buradan göz atabilirsiniz.
Süper içerik! Emeğinize sağlık.