Hem Rus hem de dünya edebiyatının önemli kişilikleri arasında yer alan Lev Nikolayeviç Tolstoy, yaşarken büyük bir üne kavuşmuş, eserleriyle milyonlarca okurun hayranlığını kazanmıştır. Hemen hemen yazdığı her kitap, dünya edebiyatının unutulmaz eserleri arasına girmeyi başarmıştır.
Yalnızca kitaplarıyla değil düşünceleriyle de kendisinden sonra gelen pek çok kişiyi etkileyen ünlü isim, yaşam tarzı ve hayata bakış açısıyla da meslektaşlarından farklı olduğunu göstermiştir. Zenginlikten ve lüksten hoşlanmayan, mutluluğu sadeliğin içinde bulmaya çalışan Tolstoy; fikirleriyle Mahatma Gandi, James Joyce, Martin Luther King gibi birçok kişiye ilham vermiştir.
[renkbox baslik="Dostoyevski Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/dostoyevski-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/06/dostoyevski-kimdir-hayati-eserleri.jpg" renk="mor" yenisekme="evet"][/renkbox]
Fakat söz konusu düşünceleri Tolstoy’a hep sorun çıkarmış, paraya pula önem vermemesi yüzünden ailesi dahi onun karşısında yer almıştır. Sıra dışı denilebilecek ölümüyle de çok konuşulan Rus yazar, 1910 yılında Yasnaya Polyana isimli evinin çok sevdiği bir gölgeliğine defnedilmiştir.
Lev Nikolayeviç Tolstoy Kimdir?
Tolstoy kimdir sorusuna verilebilecek en basit cevap; dünya klasikleri arasına da girmiş pek çok önemli eserin sahibidir yanıtı olacaktır. Fakat 1828 – 1910 yılları arasında yaşamış Rus yazar hakkında öğrenilmesi gereken daha pek çok şey bulunmaktadır.
Örneğin; kendisi zengin ve soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmesine rağmen paraya karşı tutumuyla dikkat çekmiş, hatta malını mülkünü başkalarıyla paylaştığı için ailesiyle problemler yaşamıştır.
Ayrıca pek çok kaynakta; ara ara çöküşler yaşayan Tolstoy’un intihar etmeyi düşündüğü zamanların olduğu öne sürülmektedir. Zaten son günlerinde de evini terk ederek eksikliğini duyduğu şeyin peşine düşmüş, fakat hastalanarak bir tren istasyonunun küçük kulübesinde hayata veda etmiştir.
Lev Nikolayeviç Tolstoy’un Hayatı
Lev Nikolayeviç Tolstoy, 9 Eylül 1828’de zengin ve asil bir ailenin çocuğu olarak Moskova’nın güneyinde Yasnaya Polyana isimli konakta dünyaya geldi. Kont Nikolay İlyiç Tolstoy ile Prenses Mariya’nın dördüncü çocuğu olan Tolstoy, annesini kendisinden sonra gelen kardeşini doğumu sırasında yitirdi.
Böylece çocukların bakımı, halalarının eline geçti. Aşırı dindar olan akrabalarının yetiştirme tarzlarından fazlasıyla etkilenen Tolstoy, 7 yaşına geldiğinde de babasız kaldı. 1840’a kadar Yasnaya Polyana’da kalan kardeşlerin bakımı daha sonra başka bir halalarına devredildi. Ve Tatiana hala, çocukları Kazan şehrine götürdü. Tolstoy, bu dönemde Kazan Üniversitesi’ne başladı fakat sürdürdüğü serseri yaşam yüzünden okula devam etmedi.
Kadınlar, eğlence, içki ve kumardan ibaret bir yaşam tarzı sürdüren Tolstoy, Hukuk Fakültesi’ne başlasa da burayı da tamamlamadan bıraktı. 19 yaşına geldiğinde Yasnaya Polyana’ya geri döndü ve burada köylülerin yaşam şartlarını iyileştirmeye çabaladı. Birkaç yıl sonra Kafkasya’ya ağabeyinin yanına gitmeye karar veren Tolstoy, buradayken ilk hikayelerini kaleme aldı.
İçinde bulunduğu durumun da etkisiyle Tolstoy’un hayata bakış açısı şekillenmeye başladı. Savaş ortamında çaresizlik, açlık ve ölüm gibi gerçeklerle yüzleşmesi onun ilk yazılarını gerçekçi anlatımla kaleme almasını sağladı. Ve Çocukluk kitabı bu dönemde yazıldı.
Önde gelen dergilerden birinde yayımlanan eserle beraber Tolstoy henüz 23 yaşındayken ünlü yazarlar arasına katıldı. 1854 yılında Sivastopol’a topçu asteğmeni olarak gönderildi ve buradaki deneyimlerini Sivastopol Hikayeleri’nde anlattı. Ardından ordudan ayrılarak St. Petersburg’a yerleşti ama burada da çok duramadı ve topraklarına geri döndü.
Avrupa ülkelerine seyahate çıkan Tolstoy, kölelik sisteminin kaldırıldığı ülkesine geri döndüğünde kasabasında yargıçlık yapmaya başladı. Fakat Çar’ın yasalarını benimsemediği için kısa süre içinde görevden ayrıldı. Şehir ile çiftlik hayatı arasında mekik dokuyan Tolstoy, lüks yaşamdan ve sosyetelerin dünyasından her geçen gün biraz daha çok uzaklaştı.
1862 yılında da kendisinden 16 yaş küçük olan Sofya Bers’e aşık olarak onunla evlendi. Evlilikle birlikte sosyeteden tamamen kopan Tolstoy, ilk 15 yılını çok mutlu geçirdi. 13 çocuğu olan çift, Yasnaya Polyana’da huzurlu bir aile hayatı sürdürdü. Yazar bu dönemde hem toprağıyla uğraşıyor hem de eserlerini kaleme almaya devam ediyordu. 1869’da Savaş ve Barış’ı tamamlayan Tolstoy, bu eseriyle büyük bir başarı yakaladı.
Öte yandan; giderek artan şöhreti Tolstoy’un aynı doğrultuda mutsuzluğunun da artmasına yol açtı. Çöküşlerinde etkili olan nedenlerin en büyüğü ise 3 çocuğunu ve iki halasını arka arkaya kaybetmesiydi.
Bu dönemde dine sığınan Tolstoy, 1879’da İtiraflar’ı tamamladı. İki yıl süren dindarlığının ardındansa bütün otoritelere karşı gelmeye başladı. Düşüncelerini kaleme aldığı eserlerle büyük tepki toplayan Tolstoy 1901’de kilise tarafından aforoz edildi ve 1910’da manevi arayışı için evini gizlice terk etti.
Lev Nikolayeviç Tolstoy’un Ölümü
Karısının kıskançlıkları, ailesiyle yaşadığı parasal sorunlar ve özellikle de son dönemlerinde yoğun olarak hissettiği eksiklik; Tolstoy’u bir gece yarısında evini terk etmeye sürüklemiş. Yanına pek bir şey almayan Tolstoy, kızı aracılığıyla karısına bir mektup bırakarak yola çıkmış. Mektubu okuduktan sonra çılgına dönen Sofya’nın kendisini göle atarak intihara kalkıştığı söylenmektedir.
[renkbox baslik="Vissarion Grigoryeviç Belinsky Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/vissarion-grigoryevic-belinsky-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/10/vissarion-belinsky-kimdir-hayati-ve-eserleri.jpg" renk="kahve" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Yolculuğu sırasında soğuk algınlığına yakalanan Tolstoy, durumu ağırlaşınca Astapova’daki istasyonda küçük bir kulübeye yatırılmış. Sahip olduğu ünden dolayı haber hemen ailesine iletilmiş. Fakat durumu ağırlaşan yazar, son saatlerinde yalnızca kızı Tatyana’nın odasına girmesine izin vermiş.
Tolstoy’un Astapova’da olduğunu haber alanlar buraya akın etmiş. Günlerce süren bekleyişin sonunda Tolstoy, 20 Kasım 1910’da istasyonun küçük kulübesinde hayata veda etmiş. Cenazesi ise 3 gün sonra Yasnaya Polyana’ya defnedilmiş.
Lev Nikolayeviç Tolstoy’un Sözleri
Edebiyata yaptığı katkılarıyla bilinen Tolstoy, düşünceleri ve hayata bakış açısı ile de hafızalara kazınmıştır. İşte Tolstoy’un düşünceleri hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacak birkaç ünlü sözü;
- Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum, ama yine de hayattan bir şeyler bekliyordum.
- Sevdiğin insanları kaybetmeye başladığın zaman hayatı önemsememeye başlıyorsun.
- Biz hem kurtların doymasını, hem de koyunların sağ kalmasını istiyoruz.
- Hayat bizi resmen dört işlemle sınar. Gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der.
- Sadeliğin, iyiliğin ve doğruluğun olmadığı yerde yüce bir şey barınamaz.
Lev Nikolayeviç Tolstoy’un Eserleri
Yaşarken büyük bir üne kavuşan nadir yazarlardan olan Tolstoy, gençlik döneminde kalemi eline almış ve neredeyse bütün ömrü boyunca bırakmamıştır. İlk eserini Kırım’da kaleme alan Tolstoy, bu dönemde Çocukluk’u yarattı.
19. yüzyıl yazarı daha sonra Anna Karanina, İlk Gençlik, Gençlik, Sivastopol Serisi, Kazaklar, Savaş ve Barış, Ivan Ilyiç’in Ölümü, Kroyçer Sonat, Diriliş, Hacı Murat, Sergi Baba, Efendi ile Uşağı, Kadının Ruhu gibi romanlar kaleme almıştır.
Bunlara ek olarak; Toprak Ağasının Sabahı, Baskın, Ormanın Kesimi, Notes of a Billiard Marker, İki Süvari Subayı, Bir Karşılaşma, Tipi, Lucerne, Albert, Üç Ölüm, Aile Saadeti, Polikuska, The Decembrists, Caucasus Mahkumu, Holstomer, İnsanlar Arasında Boş Bir Konuşma, Usta ve Çırak, Köyde Şarkı Söylemek, Köyde Dört Gün, Yanlış Kupon, Oyun'dan Sonra ve Erik Çekirdeği gibi hikayeleri bulunmaktadır. Ayrıca Tolstoy, deneme, masal ve oyun gibi farklı türlerde de yazmıştır.
Rus edebiyatının duayeni. Bunu okumayan kitap okudum demesin.