Plörezi halk arasında bilinen diğer adı ile zatülcenp hastalığı; vücudun iç organlarından birisi olan akciğerin zarında sıvı birikmesi olarak tanımlanan bir göğüs hastalığıdır. Bu yüzden daha çok akciğer zarında sıvı birikmesi veya su toplanması olarak adlandırılır. Akciğer zarı (plevra); göğüs boşluğunu ve akciğeri örten 2 ayrı zardır. Bu iki zar arasındaki boşlukta meydana gelen su toplanması olayına genel olarak plevral efüzyon adı verilir.
İstatistiklere göre Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl 1 milyon kişiye plörezi tanısı konmaktadır. 50'den fazla hastalığın sebep olduğu zatülcenp, ciddi ve ölümcül hastalık türlerinden birisi olarak gösterilebilmektedir. Yapılan araştırmalar plörezi vakalarının %15'inin belirti vermeden, sinsice ilerlediğini göstermektedir. Ancak belirtilerinin fark edildiği anda hızlı bir tedavi sürecine girilmesi gerekir.
[renkbox baslik="Larenjit Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Korunma Yolları ve Tedavisi
" link="https://bilgihanem.com/larenjit-nedir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/04/larenjit-hakkinda-bilgi.jpg" renk="mavi" yenisekme="evet"][/renkbox]
Tedaviye geç kalınması ya da hastalığın önemsenmeyerek ihmal edilmesi durumlarında ise hastalar geri dönüşü olmayan sağlık problemleri ile karşılaşabilirler. Bu nedenle hafife alınmaması ve bu rahatsızlığa yakalanan kişilerin en acil şekilde doktora götürülmesi hayati önem taşımaktadır. Bilgihanem okurları için hazırladığımız bu yazımızda, plörezinin nedenlerini, belirtilerini, nasıl önlendiğini ve tedavisini ayrıntılı bir şekilde öğrenebilirsiniz.
Plörezi (Zatülcenp Hastalığı) Nedir?
Plevral hastalıklar grubunda yer alan plörezi en yalın haliyle, akciğer zarında sıvı birikmesi durumudur. Akciğerin dış yüzü ile iç duvarını saran iki zar tabakası arasındaki boşlukta sıvı birikmesi olayına plörezi veya zatülcenp hastalığı adı verilmektedir.
Sağlıklı bir bireyde bu iki plevra yaprağı arasında kayganlığı sağlamak amacıyla, ortalama 20 ml civarında bir sıvı bulunur. Dış zardan salınan sıvı, daha sonra iç zar tarafından yeniden emilir. Bu sıvının salınımında ve emiliminde herhangi bir dengesizlik olduğunda, plörezi durumundan söz edilmektedir. Oldukça tehlikeli bir durum olan plörezi fark edilmeyip tedaviye başlanmazsa; zatürre, akciğer zarı kanseri, verem ve pulmoner emboli gibi çok daha ciddi hastalıkları beraberinde getirecektir.
Çoğu zaman ihmale gelen bu hastalık vücutta gizlice ilerleyebilir ve geri dönülemeyen sonuçlara neden olabilir. Plörezi birçok hastalık neticesinde ortaya çıkabildiği gibi, oluşması sonucunda kendisi de diğer başka hastalıkların doğmasına sebep olabilir.
Plörezinin Nedenleri Nelerdir?
Uzmanlar plörezinin birçok sebebinin olduğunu belirtiyor. Virüs veya bakteri sebepli olabilen bu durum, akciğerden veya akciğer dışı kaynaklı başka hastalıklar sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. En sık görülen şekli, zatürre hastalığından sonra meydana gelen sıvı toplanması durumudur.
Böbrek yetmezliği, siroz, virüs enfeksiyonları, tiroit bezlerinin az çalışması, kalp rahatsızlıkları, Akdeniz ateşi ve vücutta protein miktarının azalması gibi durumlar başta olmak üzere 50'den fazla plörezi nedeni bulunmaktadır. Darbe alma, çarpma veya düşme gibi durumlarda ise akciğer zarları arasında su yerine kan toplanabilir ki bu, çok daha ciddi bir durumdur.
Bizim ülkemizde plöreziye en çok sebep olan durumlar arasında; tüberküloz ilk sırada gösterilirken, onu sırasıyla kanser, kalp yetmezliği ve enfeksiyonlar izlemektedir. Göğüs bölgesinde herhangi bir operasyon geçirmiş kişilerde, enfeksiyon kaynaklı plöreziden söz edilebilir. Plörezinin nedenlerini daha net bir şekilde anlaşılması adına şu şekilde maddeleyebiliriz;
- Akciğer dışında meydana gelen kanserin akciğer zarına geçmesi.
- Kalp yetmezliği.
- Böbrek yetmezliği.
- Lenf kanserinin akciğer zarına geçmesi.
- Tiroid bezinin iyi çalışamaması ve tiroid hormonu hastalıkları.
- Kalp krizi sonrası.
- Açık kalp ameliyatı geçirilmesi.
- Genetik kaynaklı Akdeniz ateşi hastalığı.
- Siroz hastalığı.
- Yemek borusunun yırtılması.
- Romatoid artrit.
- Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) hastalığı.
- Bakteri veya virüs kaynaklı enfeksiyonlar.
- Göğüs kafesinin sert bir darbe alması veya yaralanması.
- Pankreas iltihabı.
Plörezinin Belirtileri Nelerdir?
Hastalığın ilk belirtileri göğüs bölgesinde meydana gelen orta ya da şiddetli ağrılardır. Ancak plörezinin belirtileri, bu duruma neden olan hastalığa göre değişkenlik göstermektedir. İlk evrelerinden sonra göğüs bölgesindeki ağrı azalmakla birlikte yerine yoğun bir nefes darlığı gelir.
Nefes darlığı olan hastalar sırt üzerine yatmakta güçlük çekerler. Yine hastalığın ilk aşamalarında kuru ve balgamsız öksürük hastaların pek çoğunda gözlemlenebilir. Hastalık ilerledikçe kuru öksürük yerini ıslak ve vücudu sarsıcı şiddetli öksürüğe bırakmaktadır. Öksürme esnasında kişi, vücuduna bıçak saplanır gibi ağrılar hisseder.
Bu hastalığa yakalanan kişilerin cilt renklerinde değişimler gözlenir. Ayrıca pek çok hastada yüz ve boyun bölgesinde farklı büyüklüklerde şişlikler görülebilir. Hastaların bazılarında ses tellerinde oluşan şişlikler, ses tonunda değişimlere sebep olabilir. Bunların yanında yüksek ateş ve terleme de plörezinin belirtileri arasında yer almaktadır.
Plörezi Nasıl Önlenir?
Plörezi genel olarak akciğer hastalıkları sonucunda ortaya çıktığı için önleme yolları da aslında buradan geçmektedir. Yani zatürre veya tüberküloz olmamak için neler yapılıyorsa, plörezinin oluşmasını engellemek için de aynı önlemler alınabilir. Peki, nedir bu önlemler?
Öncelikle sigara içmemeli veya kullanıyorsanız bırakmalısınız. Bu davranış şekli plörezi ve diğer birçok hastalıkta önleyici bir tedbirdir. Bunun dışında doğru nefes alma tekniklerini bilmeli ve günlük nefes egzersizleri yapılmalıdır. Soğuk günlerde sıkı giyinmek, ciğerleri üşütmekten kaçınmak ve sağlıklı beslenmek de plöreziden korunma yolları arasında sayılabilir.
Plörezi Nasıl Teşhis Edilir?
Plörezi hastalığının teşhisi için göğüs hastalıkları uzmanına gidilmesi gerekmektedir. Doktor fiziki muayene esnasında hastanın normal ve ritimli bir şekilde nefes almasını ister. Sıvının toplandığı bölgede solunum sesleri duyulmaz. Plöreziden şüphelenen uzman doktor ardından akciğer ultrasonografisi veya bilgisayarlı akciğer tomografisi isteyecektir.
Kesin tanı bu işlemler sonucunda konulmaktadır. Ancak doktor, akciğer zarları arasında biriken sıvıdan bir örnek alarak mikrobiyolojik test yapılmasını isteyebilir. Yine hastalığın derecesi ve sebep olan bakterinin türünün tespiti için göğüs kafesinden plevral parça alınarak, biyopsi yapılmasına da karar verebilir.
Plörezinin Tedavisi Nedir?
Tedavisi için öncelikle plöreziye neden olan hastalık tespit edilmelidir. Söz konusu hastalık tanımlandıktan sonra, ona yönelik bir tedavi yolu izlenecektir. Eğer akciğer zarında sıvı birikmesinin nedeni bir kanser ise cerrahi tedavi uygulanarak önce bu durum ortadan kaldırılmalıdır. Tabi aynı zamanda kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar ve diğer yöntemler uygulanacaktır.
Virüs veya bakteri kaynaklı plörezilerde ilaç tedavisine başlanır. Gerekli doktor kontrollerinden sonra çoğu zaman yüksek dozda ağır antibiyotik ilaç ve iğne tedavisi yapılır. Öksürük giderici, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar da doktorun gerekli gördüğü durumlarda hastaya verilmektedir. Nefes darlığı çeken hastalarda oksijen desteği uygulanabilir. Bunun yanı sıra kardiyovasküler sistemi güçlendirebilmek, hastanın direncini yükseltebilmek adına egzersiz ve fizyoterapi yöntemleri de tedavi şekilleri arasında yer alır.
[renkbox baslik="Tifo Hastalığı Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Korunma Yolları ve Tedavisi
" link="https://bilgihanem.com/tifo-hastaligi-nedir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/03/tifo-hastaligi-hakkinda-bilgi.png" renk="turuncu" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Plörezi tedavisinde en önemli kısım bol bol istirahat etmektir. Ancak hasta nefes darlığı ve yan ağrısı çekeceğinden, ağrılı tarafa yatmaması istenir. İleri ve sıvı miktarında artış olan vakalarda hastaneye yatış istenir. Göğüs kafesinin yan tarafına takılan negatif basınçlı tüp ile akciğer zarları arasındaki fazla sıvının boşaltılması sağlanır.
Günümüzde tıbbın ilerlemesiyle tedavisi kolaylaşan ve mümkün hale gelen plörezi, eski dönemlerde nasıl tedavi ediliyordu dersiniz? Elbette ki bu sorunun cevabı şifalı bitkiler olacaktır. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, akciğerde sıvı toplanması durumlarında; sabah, öğle ve akşam olmak üzere birer tatlı kaşığı keçiboynuzu pekmezi yenmesini öneriyor. 15 gün boyunca uygulanması istenen bu kürün dışında, göğsü yumuşatmak ve öksürüğü azaltmak için de ıhlamur çayının içilmesini tavsiye ediyor.
Çok değişik bir ismi var aklımda kaldı geçen merak edip araştırdım, çok detaylı ve süper bir yaz olmuş elinize sağlık.