Prenses Diana İngiltere Kraliyet ailesinin en seçkin isimlerinden biri olmasının yanı sıra Galler Prensesi unvanına sahiptir. Prens Charles ile evliliğinin ardından ünü tüm dünya tarafından daha da kabul görmüştür. 31 Ağustos 1997 yılında aniden yaşamını yitiren Prenses, ölümüne dair şüphelerin halen akıllarda kaldığı bir kişidir.
Henüz 37 yaşında iken hayata gözlerini yummuş olan Galler Prensesinin asıl adı Diana Spencer’dir. Prens Charles ile ilk evliliğini yapmış, bu evliliğinden William ve Henry adında iki erkek çocuğu olmuştur. 1961 yılının 1 Temmuz tarihinde doğmuş olan Prenses Diana’nın babası Edward John Spencer’dir.
[renkbox baslik="Marilyn Monroe Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi" link="https://bilgihanem.com/marilyn-monroe-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/01/marilyn-monroe-kimdir-hayati-hakkinda-bilgi-960x560.jpg" renk="gri" yenisekme="evet"][/renkbox]
İngiltere Nolfolk bölgesinde doğmuştur ve St. Mary Magdalane Kilisesi kurallarına göre büyümüştür. Aristokratik bir aile yapısına sahiptir. Eşi ile tanışma hikayesi oldukça ilginç olan Diana, Prens Charles ile ablasının sevgilisi olarak tanışmıştır.
Prenses Diana Kimdir?
İngiliz aristokrasisinin içinde büyümüş olan Prenses Diana, 7 yaşındayken eğitim yaşamına ilk adımını atmıştır. Yaramaz bir çocukluk dönemi geçirmiş ve başarı konusunda her zaman ablasına özenmiştir. Annesi İrlandalı olan Galler Prensesinin büyük ninesi mirasyedi bir zengin olan Frances Work’tur.
Prens Charles ile yaptığı evliliğin ardından kazandığı popülerlik sayesinde ünü sadece İngiltere ile sınırlı kalmamış, tüm dünyanın severek benimsediği isimler arasında yerini almıştır. Düğünü ve giydiği gelinliği ile uzun süre gündemden düşmeyen Diana, sempatik tavırları sayesinde geniş bir hayran kitlesi edinmiştir.
Prenses Diana'nın Hayatı
Aristokratik bir aileden gelen Prenses Diana, 1 Temmuz 1962'de İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Ailesinin her iki tarafın da köklü bir soyağacına sahip olması, Prenses Diana’nın köklerinde 2. Charles, John Egerton ve ünlü Hollywood yıldızlarından Audrey Hepburn gibi isimlerin yer almasına neden olmuştur.
Babasının en küçük kızı olarak dünyaya gözlerini açmış olan dünyaca ünlü prenses, gelecek yılların kimilerine göre şanslı, kimilerine göre ise şanssız Galler Prensesi olarak yaşamını sürdürecektir. Sarah ve Jane Spencer adında iki kız kardeşinin yanı sıra Charless Spencer adında da bir erkek kardeşi bulunmaktadır.
Sekiz yaşında iken annesinin babasından boşanması üzerine bir kardeşi ve annesi ile birlikte Londra’ya taşınmışlardır. Bir yaz tatilinde babalarının yanına gitmeleri ise bir daha annelerini görememelerine neden olmuştur. Edward John Spencer yanına aldığı çocuklarını bir daha annelerine göndermemiştir. Frances Spencer çocuklarını geri alabilmek adına hukuki yollara başvursa da çabaları sonuçsuz kalmıştır.
Prenses Diana’nın Düğünü
Masalsı bir düğünle evlenen Prens Charles ve Lady Diana, 29 Temmuz 1981 tarihinde düğünlerini yapmıştır. Düğün için harcanan para miktarı o zamanın gündemini bir hayli meşgul etmiştir. Öyle ki, bu düğün dünyanın en pahalı kraliyet düğünleri arasında başı çekecek niteliktedir. Düğünde ikram edilen pastanın maliyeti bile milyon dolarlar ile ifade edilmekte ve düğün pastası dünyanın en pahalı pastaları arasında ilk sıralardadır.
Dünyanın ilgi gösterdiği düğün günlerce konuşulmuş ve düğünü izlemek için 600 bini aşkın insan Londra sokaklarına akın etmiştir. Galler Prensesi, Emanuel markasını taşıyan gelinliği ile oldukça şık bir gelin olmuştur. Düğünü sırasında kameralara verdiği sempatik pozları, ünlü prensesin o hali ile akıllarda yer edinmesine neden olmuştur.
Prenses Diana’nın Evliliğindeki Sorunlar
Düğünü oldukça gösterişli ve mükemmel olmasına rağmen aradığı mutluluğu evliliğinde bulamayan Prenses Diana, eşi Charles tarafından aldatılmış olmasına rağmen iki çocuk sahibi olmuştur. Evliliği süresince kendini resmi işlere adamış olan prenses, hayırsever tarafı ile halkın ilgisini ve sevgisini kazanmıştır. Yardım kuruluşlarının baş gönüllüsü bir kişilik olarak, AIDS ile mücadele ve kara mayınların yasaklanması için istekli olarak görev almıştır.
Evlendikten hemen sonra bulimia hastalığına yakalanmış ve hastalığının nedeni olarak da mutsuz evliliğini göstermiştir. İkinci çocuklarının olmasının ardından iyice uzaklaşan çift, ortak arkadaş ortamlarında bile daha az bulunmaya başlamışlardır.
Lady Diana'nın Ölümü
Prens Charles ile boşandıktan sonra Dodi Al Fayed ile olan ilişkisine başlamıştır. Beraber çıktıkları bir tatil dönüşü şoförlerinin de bulunduğu arabayla kaza yapmış ve bu kazada üçü de hayatını kaybetmiştir. Birçok kişiye göre bu bir suikast olarak nitelendirilmiştir. Kraliyet ailesine göre yakışmayacak yaşam tarzına sahip olan Diana'nın artık kraliyete daha fazla zarar vermemesi gerektiği yapılan yorumlar arasında yer almaktadır.
Prenses Diana'nın Hayatını Konu Alan Filmler
Yaşamı boyunca yardımseverliği ve sevecenliği ile bilinen Galler Prensesi'nin ölümünün ardından Diana adlı film ile beyazperdeye taşımışlardır. Ölümü şüpheli bulunan prenses 1997 yılında feci bir trafik kazası geçirerek hayatını kaybetmiştir.
Diana isimli filmde ünlü prensesin özellikle aşk yaşamı vurgulanmıştır. 2013 yılında çekilmiş uzun metraj Diana filmi, şüpheli ölümü ve yaşadığı aşklara ilişkin sürükleyici bir hikayeyi konu edinmiştir. Henüz 37 yaşında iken hayata gözlerini kapaması yalnız İngiltere kraliyet ailesi için değil, tüm dünya için yıkıcı bir haber olmuştur.
[renkbox baslik="Madonna Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi" link="https://bilgihanem.com/madonna-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/01/madonna-kimdir-hayati-hakkinda-bilgi-960x560.jpg" renk="kirmizi" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Bir anlamda Diana’nın yaşamının son yıllarını işleyen filmde, 1995-1997 yılları arasında yaşanan Hasnat Khan ve Diana’nın tutkulu aşklarına rastlamak mümkündür. Filmin başrol oyuncusu Naomi Watts, yönetmeni ise Oliver Hirschbiegel olmuştur. Lady Diana hayranlarının defalarca izleyip sıkılmadığı kalitede ve başarıda olan bu film, yaşamı ve kişiliği oldukça merak edilen bir kişiliğin hayatına dair izler taşımaktadır. Dünyanın her yerinden ve her kesiminden insanın mutlak hayranlık duyacağı kişiliği ile ardında övgü dolu sözler bırakmıştır.
Ölüm şekli ve ardında bıraktığı gizemle hep konuşulacak bir isim bence.