Hiç bilmediğiniz bir yerde, yön tayini yapamıyorsanız pusula yardımınıza koşacaktır. Eski tarihlerde insanlar yönlerini bulabilmek için birçok farklı yöntem kullanırken, pusulanın icadıyla birlikte işleri biraz daha kolaylaşmıştır.
Dünyanın manyetik çekim merkezleri bulunmaktadır ve pusula bir mıknatıstan farksız şekilde yönünüzü bulmanızı sağlar. Manyetik alandan etkilen bir çubuğun orta kısımda bulunup, kuzey yönüne işaret etmesi ile hangi yönde ilerlemeniz gerektiğini anlayabilirsiniz. Elbette bu yöntemin de çok kolay olduğunu söylemek pek mümkün değildir.
[renkbox baslik="Sabunun İcadı: Sabun Nedir? Ne zaman? Kim Tarafından Bulundu?" link="https://bilgihanem.com/sabunun-icadi-sabun-nedir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/03/sabunun-icadi.jpg" renk="mor" yenisekme="evet"][/renkbox]
Denizcilikte hala kullanılan pusulalar, küçük boyutlarına karşın en etkili yön belirleyici olarak görülmektedir. Askeri alanda da yoğun bir şekilde kullanılan bu yön bulucular, oldukça eski tarihlerde Çinliler tarafından icat edilmişlerdir. Şimdi hepimizin ilgisini çekecek olan bu icat serüveninin detaylarına göz atalım.
Pusula Nedir?
Pusula, en basit tanımıyla, üzerinde kuzey (North) ve güney (South) yönlerini gösteren bir mıknatıs iğnesi olan, yön bulmak için kullanılan, ebat olarak cep saatine benzeyen bir alettir. İtalyanca bussola kelimesinden Türkçeye girmiştir ve pusula olarak çevrilmiştir.
Pusula, yön bulmanın en kolay yoludur. Ortasında sürtünmesiz hareket edebilen bir ibresi vardır. Bu ibrenin renkli ucu, pusula nereye koyulursa koyulsun her zaman kuzeyi göstermektedir. Bu durumun istisnası, aletin etrafında manyetik başka bir aletin bulunması olmaktadır.
Herhangi manyetik bir cisim (metal saat, cep telefonu, bilgisayar) pusulanın yanlış yönü göstermesine sebep olmaktadır. Bu nedenle, kullanım aşamasında çevresel faktörler kontrol edilmelidir. Aletin gösterdiği yöne doğru dönüldüğünde, arkada kalan taraf güney, sağ taraf doğu, sol da batı olarak tespit edilir.
Pusula kullanılarak sadece kuzey yönü değil, diğer ara ve ana yönler de bulunabilir. Pusula iğnesinin altında, yön oku ve meridyen çizgileri vardır ve bunlar aş zamanlı olarak kapsül ile birlikte dönmektedirler. Dönen kapsülün işlevi, daha doğru sonuç elde etmek için, iğnedeki titreşimi azaltmaktır. Pusula tabanının şeffaf ve dikdörtgen yapıda olması kullanımın kolaylaşmasını sağlamaktadır.
Pusula Ne Zaman, Kim Tarafından Bulundu?
Eski yunanlılar, milattan önce 6. yüzyılda mıknatısı zaten biliyorlardı, fakat anlamının farkında değillerdi. Ünlü büyük felsefeci Thales (M.Ö. 640 – 546) mıknatıs taşında bir ruhun olduğunu, bu nedenle çekme ve itme özelliklerinin bulunduğunu düşünmüş, manyetik alanın farkına varamamıştır.
Mıknatıs üzerindeki coğrafi kuzeye yönelme özelliği, ilk defa 1. yüzyılda Çinli denizciler tarafından keşfedilmiştir. Denizciler, mıknatıs taşını bir çöp üzerine koyarak suya bıraktıklarında, taşın kuzey yıldızını gösterdiğini keşfetmişlerdir. Bunun üzerine pusula icat edilmiştir.
Pusulanın Avrupa’ya ulaşması yaklaşık 12. yüzyılda gerçekleşmiş ve bu tarihten sonra geliştirilmeye başlanmıştır. 1269 yılında Pierre De Maricourt, iğneyi bir mile geçirerek, saydam ve derecelendirilmiş bir kutunun içine geçirerek pusulanın ana hatlarını oluşturmuştur.
George Hartman, 1520 yılında manyetik sapmayı ölçmüş, 1700 yılında da Edmund Halley pusula için harita çıkarmıştır. Kuzey kutbu da 1851 yılında keşfedilmiştir.
Pusula Nasıl İcat Edildi?
Pusulanın icadının, MÖ. 2. yüzyıl ile MS. 1. yüzyılda varlığını sürdüren Çinli Han Hanedanlığı döneminde gerçekleştiği söylenmektedir. Kayıtlara göre hanedanlığın güney valisi olan sīnán isimli kişinin icat ettiği dile getirilmektedir.
Bu icadın feng shui jeomantik prensiplerine göre bina ve yapılar için uygun yerler bulmak gibi amaçları vardı. Aynı zamanda mücevher ve altın aramalarında kullanıldığı da bilinmektedir.
Bazı kaynaklarda ise Çinli Isın Hanedanlığı zamanında mıknatıslı iğneler sayesinde güney yönünün belirlenebildiği yazmaktadır. Bu iğnenin özelliğinden yararlanılarak 424 yılında mıknatıslı arabalar yapıldığı söylenmektedir.
Mıknatıslı arabaların, dikey bir eksen çevresinde dönen bir heykel taşıdığı bilinirken, heykelin içinde gizlenmiş olan mıknatısın etkisiyle hep güneye dönüp olduğu yorumları yapılmaktadır.
Bazı kaynaklarda ise Çinlilerin pusulanın icadını kendine mal ettikleri yazmaktadır. Gerçek mucitlerin Normanlar olduğu ve 874 yılında İzlanda’yı bu şekilde keşfettikleri söylenmektedir. Aynı zamanda 932 yılında Grönland’ı ve 1000 yılında Amerika’ya Kolomb’dan önce ayak bastıkları dile getirilmektedir.
Normanların pusula olmaksızın bu keşifleri yapabilmesinin imkansız olduğu ve açık denizde binlerce mil mesafeyi aşamayacakları söylenir. Ayrıca düşünüldüğünde; başladıkları noktaya geri dönebilmeleri de neredeyse imkansızdır.
Pusulanın 1200 yılında Fransa’da da bulunduğuyla ilgili bilgiler bulunmaktadır. Devamında 1207 yılında ise İngiltere’de, 1213 yılında da İzlanda’da bulunduğu bilinmektedir. İlkel yapılı bu pusulalarla ilgili ilk önemli gelişme ise 1269 yılında Pierre de Maricourt tarafından gerçekleştirilmiştir.
Mucit, iğneyi bir mile geçirerek, bir tarafı saydam olan ve derecelendirilmiş bir kutunun içine yerleştirmiştir. Bu şekilde gemicilerin pergeli haline gelmiştir. Bu tarihten sonra gemiciler için iyi bir rehber olacağı düşünülmüş ve bilinmeyen açık denizlere açılmanın vaktinin geldiği söylenmiştir.
Pusulanın gelişimine 1520 yılında George Hartman’ın katkıda bulunduğu bilinmektedir. Hartman, manyetik sapma ölçümünü gerçekleştirmiştir. Daha sonra ise 1700’lü yıllarda Edmund Halley’in pusula için bir harita çıkardığı bilinmektedir. Bu şekilde günümüzdeki pusulaların kalıbının oluşturulduğu söylenmektedir.
Büyük keşiflerin çağını başlatan pusulanın, jeomanyetik özelliği ile ilgili en eski kayıtlardan birisi de Orta Amerika’ya işaret etmektedir. Jeomanyetik özellikle ilgili kalıntıların, MÖ 1000 ile 1400 yılları arasında Guatemela ve Meksika civarında yaşamış olan Olmekler’e ait olduğu tahmin edilmektedir.
Bazı kaynaklarda ise 11. yüzyılda Çinlilerin ve 12. yüzyılda da Avrupa’da daha farklı bir pusula icadından bahsedilmektedir. İlk başlarda tahta bir çubuğa bağlanarak suda yüzdürülen mıknatıs taşının kendiliğinden kutup yıldızına doğru döndüğü keşfedilmiştir. Aslında kutup yıldızına değil, yerkürenin manyetik kutupları yönünde ilerlediği sonradan öğrenilmiştir.
İlerleyen süreçte ise mıknatıs taşı yerine manyetize edilmiş demir iğne koyulmuştur. Denizcilikte kullanılan ilk manyetik pusulanın ise 1115 yılında Çin’de kullanıldığı söylenmektedir. Bunun ardından da iğnenin, pusula çanağının dibindeki bir pimle kontrol edilmesi ve ibrenin sallanan gemide yatay durabilmesi için çanağın halka çerçevelerle millere monte edilmesi gelmektedir. Bu icat ise 1300’lü yıllara denk gelmektedir.
18. yüzyılın ortalarında ise Gowin Knight isimli bir mucit, çeliği kalıcı bir şekilde manyetize etmenin yollarını bulmuştur. Daha sonra çubuk biçimli iğne ve ibreyi eksende güvenli bir şekilde tutacak kapaktan oluşan azimut pusulasını icat etmiştir. Jeomanyetizmanın tam olarak keşfinin ise 20. yüzyılda mümkün olduğu söylenmektedir.
Pusulanın İcadının Etkileri Nelerdir?
Bugün bile kolayca yön bulmamızı sağlayan pusulalar, icat edildikleri dönemde büyük bir devrim niteliğindedirler. Çünkü o döneme kadar uzak diyarlara gidebilmek ve geri dönebilmek için gerekli araçlara sahip değillerdi. Doğadaki işaretlere göre yönlerini belirleyen insanlar, pusula sonrasında daha büyük keşiflere çıkabilmiştir.
Pusulanın icadıyla denizcilik gelişirken, yeni yerler de keşfedilebilmiştir. Aynı zamanda dünya üzerindeki ticaret akımını değiştirmiştir ve insanların yeni yerleşim yerleri bulmalarını sağlamıştır. Yeni ticaret yollarının bulunmasıyla birlikte ticari kaynaklara erişim de kolaylaşmıştır.
Yeni Dünya kıtaları keşfedilirken, ıssız olduğu düşünülen yerlerde yaşam olanakları bulunmuştur. Dinlerin yayılması hızlanmış ve sömürgecilik faaliyetleri de hızlanmıştır.
Pusulanın Çeşitleri Nelerdir?
Modern pusula çeşitleri; askeri, aynalı, standart plaka ve kutu (prismatik) pusulalardır. Askeri pusulalar hassas ölçüm yapılarak kullanım alanına göre ayrılmıştır. Diğer pusulalar ise hassasiyet göstermeden, sadece yön bulmak için kullanılmaktadır.
Hassas pusulaların kullanımı da bir o kadar zor olmaktadır. Standart ve aynalı pusula türleri en ideal olanlarıdır. Bu pusulalar doğada kullanılmak içindir.
[renkbox baslik="Teleskobun İcadı: Teleskop Nedir? Ne Zaman? Kim Tarafından Bulundu?" link="https://bilgihanem.com/teleskobun-icadi-teleskop-nedir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/10/teleskobun-icadi-nasil-kim-tarafindan-bulundu.jpg" renk="siyah" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Diğer pusula çeşitleri ise; kerteriz pusulası, asma, elektromanyetik, dümenci, filika, sıvılı, cayroskop, yavru ve kadranlı pusulalar olarak adlandırılmakta ve modern zaman ihtiyaçları için kullanılmaktadırlar.
Pusulanın Tarihçesi
İlk olarak denizciler tarafından kullanılan pusulalar, mıknatıs taşı ile üretilmiştir. Denizciler; mıknatıs taşını bir çöp üzerine koyarak suya bırakırlar, çöp Dünya'nın manyetik alan çizgileriyle aynı hizaya gelir ve bir ucu Kutup Yıldızı'nı gösterir. Bu sayede pusulanın keşfi gerçekleşmiştir.
Bunun ardından yine denizciler tarafından, daha gelişmiş pusulaların yapımı sağlanmıştır. Pusulanın icadıyla ilgili rivayetlere bakıldığında, Çinliler tarafından bulunup, Araplar aracılığıyla yayıldığı söylenmektedir. Ancak pusulanın icadı ile ilgili, ilk önemli gelişmeyi yapan ve yazılı kaynaklara geçen isim Pierre de Maricourt olmuştur.
Gröndland adasının kuzeyinde pusula kuzeyimi gösterir yoksa sapma olurda başka bir yönmü gösterir.Bilen varsa lütfen cevap versin.
matbaa konusunda çok güzel bilgiler var. teşekkürler.
Aynı Batıya karşı aynı aşağılık kompleksi kafa..Batılılar bulmuşmuş. Biraz Prof. Fuat Sezgin’i okuyun. Adam kendini bilim tarihine vermiş. Pusulayı çok ilkel olarak çinliler bulmuş ama 1232 de müslüman alimler etkili bir biçimde yeniden ortaya koymuşlar.
yorum sayesinde prof. fuat sezgini tanımış olduk sağolun.
İlk Çinliler farketmiş fakat heryerde 1200 lü yıllarda bulunmuştur yazıyor.
Bana göre dünyada icadı gerçekleşmiş en iyi aletlerden birisi. Yön , kıble v.s bulmada süper bir alet
Bunu ilk Çinlilerin farketmesi, Çin’in Güney Amerika ile Kolumbus dönemi öncesi etkileşimde olduğunu kanıtlar nitelikte.