Fosil yakıtları kullanan araçlar, benzinli ve dizel motorlu olarak iki farklı grupta incelenmektedir. Bu araçların yakıtları yakmaları, yani ateşleme sistemleri birbirinden farklıdır. Benzinli motorlar, yakıt enjektörlerden püskürtülerek, buji ile yakılması sonucunda oluşan enerji ile hareket eder. Dizel motorlar ise sıkıştırılarak ısıtılan motorinin patlaması sonucu ortaya çıkan enerji ile harekete geçer.
Benzinli ve dizel motorlara bu hareketi vermeye yarayan ateşleme, araçların hareket edebilmesi için silindire püskürtülen yakıtın yakılması demektir. Yanmanın gerçekleşebilmesi için akü gelen akım endüksiyon bobini vasıtasıyla 20 bin ile 28 bin volta kadar yükseltilir. Oluşan yüksek gerilim distribütöre iletilir. Ateşleme sırası gelmiş olan silindir bujisine, distribütör tarafından yüksek voltaj iletilir. Bu iletim ile buji ve tırnağı arasında bir kıvılcım oluşur. Doğru hava ve yakıt karışımı ile yakılarak araçta yanma gerçekleşir.
[renkbox baslik="İçten ve Dıştan Yanmalı Motor Nedir? Aralarındaki Farklar Nelerdir?" link="https://bilgihanem.com/icten-distan-yanmali-motor-nedir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/04/icten-ve-distan-yanmali-motor-nedir-aralarindaki-farklar-nelerdir.jpg" renk="siyah" yenisekme="evet"][/renkbox]
En basit haliyle bir araçta ateşleme sistemi bu şekilde çalışmaktadır. Motorların farklı yakıtla çalışması, bu sistemde çeşitli değişikliklere neden olmaktadır. Aynı zamanda aracınız çalışmıyorsa ilk bakılması gereken yerler arasında ateşleme sisteminde bir sorun olup olmadığı yer almaktadır. Biraz karmaşık bir sistem gibi görünse de her eylem sırası ile çok kısa sürelerde gerçekleşir ve aracınız sorunsuz bir şekilde hareket eder.
Ateşleme Sistemi Nedir?
Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor ki arabaların motorlarında, sıkışmış halde yakıt ve hava bulunur. Ve bunlar, bir karışım meydana getirir. Bu karışım ateşlenmeden, motorların harekete geçmesi neredeyse imkansızdır. İşte ateşleme sistemi, bu amaçla bujilere yüksek derecede kıvılcım sağlayan, böylece motor silindirlerinde yanma olayını gerçekleştiren ve arabayı harekete geçiren eylemler bütünüdür.
Araçların motorunun çalışabilmesi için yakıttan bir enerji sağlanması zorunludur. Bu enerji ise benzin veya motorinin yanması ile ortaya çıkmaktadır. Yakıt deposunda sıvı halde olan yakıt, nasıl oluyor da yanarak enerjiye dönüşüyor sorusu aklınızı ilk başta fazlasıyla karıştırabilir; ama bu konuya ilginiz varsa hemen çalışma prensibini anlayabilirsiniz.
Yakıt – hava karışımını silindirler içinde tutuşturan sisteme, ateşleme sistemi denmektedir. Bu sistemin çeşitleri bulunmaktadır ve aracın motor türüne göre değişiklik göstermektedir. Bu sistem temel olarak, aracın çalışmasını sağlayan gücü üretir.
Ateşleme Sistemini Harekete Geçiren En Önemli Parçalar Hangileridir?
Arabaları hareket ettiren başlangıç güç, ateşleme sistemidir. Daha ayrıntılı bir ifade ile açıklayacak olursak; otomobil motorlarında silindirlerde sıkışan hava – yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan bir sistemdir. Bu sistemin amacı, buradaki yakıt – hava karışımının tutuşması için gerekli olan kıvılcımı sağlamaktır. Bu kıvılcımı ise verdiği yüksek voltaj sayesinde oluşturmaktadır. Ateşlenemeyen bir araçta, diğer parçalar yüzde bir milyon performansla çalışsa bile, hiçbir değeri yoktur. Motor, aracı harekete geçiremez.
Ateşleme sisteminin temel çalışma prensibinden kısaca bahsetmek gerekirse; kontak anahtarının açılıp marşa basılmasıyla akümülatörden gelen akım bobin üzerine gelir. Buraya gelen akım yüksek gerilime çıkarılarak distribütöre iletilir. Distribütörün bujilere ilettiği bu akım sayesinde kıvılcım oluşur ve yanma meydana gelmektedir.
Ateşleme sistemini harekete geçiren parçalar, temelde 5 tanedir. Bunlar;
- Batarya
- Ateşleme Bobini
- Distribütör (Dağıtıcı)
- Kablolar
- Bujiler
Ateşleme Sistemi Nasıl Çalışır?
Ateşleme sisteminin çalışabilmesi için 2 devreye ihtiyaç vardır. Birinci devrenin görevi; yüksek voltajı sağlayacak olan ateşleme bobinine gerekli olanağı sağlamaktır. İkinci devrenin görevi ise ateşleme bobininin oluşturduğu yüksek voltajlı akımdan faydalanarak bir kıvılcım meydana getirmektir. Bu kıvılcımlar, buji tırnaklarının arasında gerçekleştirilir. Ve böylece, yanma odasında bulunan hava - yakıt karışımı alev almaya başlar. Yanma olayı bu şekilde gerçekleşir.
Ateşleme sisteminin nasıl çalışmaya başladığını şimdi adım adım görelim:
Aküden kontaklara, düşük voltajlı bir akım gelmektedir. Kontak anahtarının görevi ise, verdiği hareketle, bu düşük voltajdaki akımın derecesini yükseltmektir. Düşük voltajlı akım, önce kontak anahtarından geçer. Daha sonra, bobindeki birinci devre sargılarının etrafından tur atar ve en sonunda, orada bulunan platin kontakları (platinin iletim noktaları) üzerinde iken, turunu tamamlar.
Tabi tüm bu işlemler devam ederken, bobinlerin içinde bir elektromanyetik alan meydana gelir. Bobinlerin ilk devresinde bulunan sargıların meydana getirdiği bu manyetik alan sıfıra ulaştıkça; ikinci devresinde bulunan sargılarda ise yüksek bir voltaj meydana gelir. Bu yüksek voltaj, bobin kulesine ulaşır ve oradan bobin dışına çıkar. Bobin dışına çıkmış olan bu yüksek voltaj, bobin kabloları aracılığıyla, oradan alınarak distribütor kapağının ortasındaki kuleye iletilir. Distribütörün görevi ise; açığa çıkan yanma olayını; gerekli noktalara gerekli oranda iletmektir.
Bu işlemler devam ederken, tevzi makarasının görevi başlamış olur. Onun görevi, orta kuleden, buji kulesine yüksek voltajda bir akım sağlamaktır. Bu yüksek voltaj, buji kulesine geçtikten sonra, burada bulunan buji kablosunun üstünden geçer. Daha sonra, buji tırnakları üzerinden zıplayarak bir kıvılcım oluşturur. Ve böylece, devresini tamamlamış olur. İşte bu kıvılcım, yanma odasında sıkıştırılmış halde bulan hava - yakıt karışımının ateşlenmesini sağlar. Ve motora, çalışması için gerekli güç iletilmiş olur.
Yanma olayı gerçekleşip, motor harekete geçtikten sonra artık araba hareket etmeye hazır demektir. Artık sıra, yanma odasında biriken bu atık gazların, araç dışına çıkarılmasına gelmiştir. Burada esas prensip, yanmış halde bulunan bütün atık gazların, tamamen araç dışına çıkarılmasıdır. Aksi takdirde bu kirli atıklar, arabanın hemen hemen bütün aksamlarında, bozulmaya ve performans düşüklüğüne sebep olabilir.
Motoru boğar ve iç aksamlara temiz hava girişini engeller. Aracın ömrünü azaltır ve parçaların daha sık bozulmasına yol açar. Yakıt tüketimini artırır. Araçtan, rahatsız edici gürültüler çıkmasına sebep olur. Tüm bu olumsuz etkilerden kurtulmak için, tam manasıyla dört dörtlük çalışan bir egsoz sistemine sahip olmak gerekir.
Ateşleme Sistemi Çeşitleri Nelerdir?
Araçlarda temel olarak 2 farklı ateşleme sistemi bulunmaktadır. Bunlar; klasik ve elektronik gibi isimler alırken; manyetik, kardeş silindir, bağımsız, distribütörlü – distribütörsüz, platinli – platinsiz gibi çeşitli adlarla anılmaktadır. Şimdi bunları inceleyelim:
Klasik Distribütörlü Platinli Ateşleme Sistemi
Bu sistem, iki devreden oluşmaktadır. Birinci, zayıf gerilim devresidir ve primer ismiyle de anılır. İkinci ise yüksek gerilim devresidir ve sekonder ismiyle de bilinir. Birinci devre; batarya, kontak anahtarı, bobin birinci devre (kalın) sargıları, kondansatör, platin, denge direncinden oluşur. İkinci devre ise bobin ikinci devre (ince) sargısı, bobin kablosu, distribütör kapağı, tevzi makarası, buji kabloları ve bujilerden meydana gelmektedir.
Bataryadan gelen düşük gerilimli akım, kontak anahtarından geçip bobin birinci devre sargılarından dolaşarak platin kontakları üzerinden devresini tamamlar. Akımın, bobin birinci devre sargısından geçmesiyle bobin içinde elektromanyetik alan oluşur. Distribütör kamı, platin fiberini iter ve platin kontaklarını açar. Böylece birinci devre akımı kesilir ve bobin içinde birinci devre sargılarının oluşturduğu manyetik alan sıfıra ulaşırken, bobin ikinci devre sargılarında yüksek gelirim oluşmaktadır.
Yüksek gerilimli akım ise bobin kulesinden bobin kablosu üzerinden distribütör kapağının orta kulesine geçer. Bu sırada tevzi makarası, orta kuleyi ateşleme sırası gelen buji kulesiyle ilişkilendirir. Buji kulesine geçen yüksek gerilimli akım ise buji kablosu üzerinden geçerek, tırnaklar üzerinden atlayarak kıvılcım oluşturarak devresini tamamlar. Bu kıvılcım, yanma odasına sıkıştırılan karışımın ateşlenmesini sağlar.
Elektronik Ateşleme Sistemi
Klasik sisteme göre birçok üstünlüğü olan elektronik ateşleme sistemi, kullanıcıların bakım masraflarını azaltmak için geliştirilmiştir. Bu sistemde, elektronik avans düzeni ile ateşleme zamanlamasının uyumlu bir şekilde çalışması sağlanmaktadır. Mekanik ve vakum avans düzenekleri olmadığı için sistem, kusursuz bir şekilde çalışabilmektedir.
[renkbox baslik="Egzoz Nedir? Nasıl Çalışır?" link="https://bilgihanem.com/egzoz-nedir-nasil-calisir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2015/01/egzoz-nedir-nasil-calisir.jpg" renk="gri" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Elektronik ateşleme sisteminde, kam ve platinin yerine distribütöre bir sinyal jeneratörü adapte edilmektedir. Bu jeneratörü, primer akımın fasılalı olarak açılıp kesilmesini sağlayan transistörü açıp kapayan voltajı üretir. Primer akım, transistör tarafından kesildiği için platinde olduğu gibi herhangi bir aşınma ve oksidasyon meydana gelmemektedir. Buna bağlı olarak herhangi bir voltaj kaybı da oluşmamaktadır.
Elektronik ateşleme sisteminin çeşitleri de mevcuttur. Bunlar; endüktif vericili (manyetik kumandalı) ve distribütörsüz tip olarak 2 tanedir. Bu sistemler de kendi içinde 2’ye ayrılmaktadır. Endüktif vericili elektronik ateşleme sistemi; distribütörden uyartımlı ve volan veya kasnaktan uyartımlı olarak çeşitlenmektedir. Distribütörsüz tip ise kardeş silindir (ikiz) ve her silindir için bağımsız (direkt) şeklinde ayrılmaktadır.
Yorum katılarak yazılması hoş olmamış.
ateşleme sistemi hakkında bilgi sahibi olmakta fayda var