Yaşadığı dönemin çok daha ötesinde başarılara imza atan bu isim, eşsiz zekası ve üstün yetenekleriyle dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dehasıdır.
Sadece bilim ve sanat alanında değil, akla gelebilecek her konuda kendini geliştirmeyi başarmıştır. Eserleri geçen yüzyıllara rağmen değerinden hiçbir şey kaybetmemiştir.
[renkbox baslik="Alfred Sisley Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/alfred-sisley-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/12/alfred-sisley-kimdir-hayati-ve-eserleri.jpg" renk="mavi" yenisekme="evet"][/renkbox]
Ömrünü araştırmaya ve öğrenmeye adamış bu kusursuz yeteneğin hayatını, ünlü eserlerini ve hakkında az bilinen gerçekleri sizler için araştırdık.
Leonardo Da Vinci Kimdir?
15 Nisan 1452’de İtalya’nın Floransa şehrinde hayata gözlerini açmıştır. Asıl adı Leonardo di ser Piero da Vinci’dir. Bu isim, “Vinci’li üstad Piero’nun oğlu Leonardo” anlamına gelmektedir.Aile yaşamıyla ilgili bilgilerin doğruluğu kanıtlanamasa da bazı yerlerde doğar doğmaz dedesinin yanına gönderildiği yer alır.
Babası genç bir noter (bazı kaynaklara göre avukat) olan Piero; annesi ise bir köle olduğu rivayet edilen çiftçi kızı Caterina’ydı. Annesi soylu bir aileye mensup olmadığı için babası onunla evlenememiş ve Leonardo evlilik dışı bir çocuk olarak dünyaya gelmiştir.
Kısa bir süre sonra babasının velayetine geçirilmiştir. Babasının evinde büyümüş, annesini hiç görememiştir. Bazı kaynaklarda da beş yaşına kadar annesiyle yaşayıp sonraları başka bir evlilik yapan babasıyla yaşadığı yer almaktadır. Küçük yaşlarıyla ilgili ne yazık ki az sayıda ve net olmayan bilgiler mevcuttur.
Rönesans Dönemi’nin binlerce yıla damga vuran bu dahi isim bilinenin aksine sadece ressam değil; mucit, heykeltraş, mimar, jeolog, botanist, kartograf, matematikçi, mühendis, bilim adamı, ressam, filozof, anatomist, astronomdur. Bu derece farklı alanlarda çeşitli başarılara imza atmıştır.
Sadece yaşadığı döneme değil, mükemmelliğin ve insan zekasının en çok iz bırakan insanı olarak dünya tarihine adını yazdırmıştır. Aile yaşamıyla ilgili bilgilerin doğruluğu kanıtlanamasa da Leonardo’nun ailede amcası Francisco dışında kimseden sevgi görmediği bilinmektedir.
Leonardo Da Vinci’nin Hayatı
Henüz küçük yaşlardayken yetenekleri ve üstün zekası keşfedilen Leonardo da Vinci, ilköğrenim çağlarında matematiğe ilgi duymaya başlamıştır. Matematik problemleri çözmedeki başarılarıyla, bunun yanı sıra çizdiği resimlerle büyük beğeniler toplamıştır. Bunların yanı sıra lir çalıp, müziğe de ilgi duyduğu bilinmekteydi. Kısacası zekası ve sanatsal eğilimleri erkenden ortaya çıkmıştı.
On dört yaşına kadar dede ve babaannesinin yanında kaldığı, sonra her ikisi de ölünce yeniden Floransa’ya babasının yanına yerleştiği bazı kaynaklarca bilinmektedir. Bu zamanlarda yetenekleri kısa sürede babası tarafından keşfedilmiş ve on altı yaşlarındayken o dönemin tanınmış bir ismi olan Andrea del Verrochio’nun yanına çırak olarak verilmiştir. Hevesle burada çalışan Leonardo becerileriyle ustasını etkilemiştir. Latin ve Grek klasikleriyle felsefe, anatomi, matematik alanında gelişmesine ustası yardımcı olmuştur.
Çalıştığı atölyede sadece ustasıyla değil aynı zamanda dönemin ünlü isimleri Botticelli, Perugino, Lorenzo di Credi, Botticini ve Biagio d’Antonio ile tanışma fırsatı bulmuş ve onlardan iyi bir sanat eğitimi almıştır. Arno Manzarası ve Müneccim Kralların Tapınması adlı eserlerinin bu dönemde yaratmıştır.
Gençlik Yılları
O dönemlerde evlilik dışı doğan çocukların üniversite eğitimi alması yasak olduğu için lisans eğitimi görememiştir. Haziran 1472’de artık Floransa’lı ressamlar loncasının defterinde bağımsız bir ressam olarak adı geçmeye başlamıştır.
Örneklerini doğadan alan ilk ressam özelliğini kazanmıştır. Eski resim anlayışının biçim ve renk çalışmalarını geliştirerek ışık ve gölge etkilerinin farkına varan ilk isim Leonardo olmuştur. Sadece resme odaklı kalmayıp, gözün yapısını da incelemiştir.
Anatomiye de fazlaca merakı olan Leonardo da Vinci, insan ve hayvan bedeninin yapısını incelemiş, bu konular üzerine de çeşitli resimler çizmiştir. Onun çok yönlü zekası, ilk deyoloji ve botanik bilimine öncülük etmesini de sağlamıştır.
Milano Dükü Hizmetinde
1482’de Floransa’dan ayrılıp Milano dükü Sforza’nın yanında çalışmaya başlamıştır. Dünya tarihinin en sıradışı iş başvurusu mektubunu bu işe alınabilmek için Milano düküne yazmıştır. Sforza’ya köprüler, heykeller, silahlar yapmıştır.
1485-1490 yılları arasında birçok öğrenciyi yetiştirmiştir. 17 yıl kadar Milano dükünün yanında çalışmış, kendini iyice geliştirmiştir. Onun sahip olduğu yeteneklerden oldukça etkilenen dük zaman içinde Leonardo’yu eğlenceler ve gösterilerinin aranan yüzü yapmıştır. O yıllarda Leonardo hicivler, şarkılar yazıp; bir yandan da Milano’da görülen bir salgın üzerinde çalışmalar yapmaktaydı.
Günün her saatinde yalnızca 15 dakika uyuyarak mükemmel bir düzen içinde çalışmıştır. Boş zamanlarında ise Sforza’nın at üzerindeki heykelini yapıyordu. O kadar fazla ilgi alanı vardı ki başladığı çoğu iş yarım kalıyordu. 1490-1495 yıllarında çalışma ve çizimlerini deftere kaydetmiştir. Bill Gates, Leonardo’nun hidrolik alanındaki çalışmalarının el yazmalarını toplamış, koleksiyon yapmıştır.
1499’da Milano’yu terkedip 16 yıl boyunca İtalya’da seyahat etmiştir. Bu dönemde İstanbul’daki Haliç için bir köprü tasarlamış fakat tasarım kabul görmemiştir. Machiavelli’nin yardımıyla “Anghari’nin Savaşı” tablosu için çalışmıştır.
Milano Sonrası
1502 yılında Cesare Borgia’nın hizmetinde çalışmaya başlayan Leonardo, orta İtalya’da baş mühendis sıfatıyla dolaşmaya başlamıştır. Bu gezileri sırasında hazırladığı kusursuz altı harita günümüzde Windsor Saray Kitaplığı’nda saklanmaktadır.
İnsanlık tarihinin en başarılı resimlerinden olan Mona Lisa’yı 1503 yılında çalışmaya başlamıştır. Bu eseri tamamlandıktan sonra dahi yanından hiç ayırmamış, sürekli yanında taşımıştır. 1504 yılında babasının vefatı üzerine yeniden Floransa’ya dönmüştür. Ancak tüm çabalarına rağmen babasının mal varlığından payını alamamıştır. Çok sevdiği amcası ise tüm mal varlığını ona bağışlamıştır.
1506 Yılı Sonrası
Hayatının geri kalanında en iyi dostu ve en iyi öğrencisi olacak olan Melzi’yle tanışmıştır. Salai adındaki öğrencisi de 30 yıl onunla beraber olmuş fakat hiçbir sanatsal ürün üretmemiştir.
1513-1516 yılları arasında Roma’da bulunan Leonardo, bu dönemlerde Papa için geliştirilen farklı projelerde yer almıştır. İlgi duyduğu anatomi ve fizyoloji alanlarında çalışmalarına devam etmiş fakat Papa, kadavralar üzerinde çalışmasını yasaklamıştır. Bunun üzerine dolaşım sisteminde araştırma yaparken sığır kalpleri üzerinde çalışmıştır.
Koruyucusu Giuliano de Medici’nin ölümü üzerine Kral 1. Francis ona Fransa’nın birinci sınıf ressam, mühendis ve mimarı olması için davet yolladı. Teklif Leonardo tarafından kabul edilmiş, bunun üzerine Paris’in güneybatısında Kraliyet Sarayı yakınlarındaki bir konağa yerleşmiştir. Konak kendisi için özel olarak hazırlanmıştı. Kralın Leonardo’nun başarılarını takdir edip, onu zaman zaman ziyarete geldiği bilinmektedir.
Son Zamanları
Son zamanlarında anatomi üzerine daha çok yoğunlaşmış ve insan organizmasına mükemmel bir makine olarak yaklaşmıştır. Gözlemlediği her şeyi çizerek açıklığa kavuşturmuştur. Çizimleri fazlaca beğeni toplamıştır.
Bu dönemlerde sağ koluna bir felç indi. Buna rağmen sol eliyle hala çizim yapabiliyor, eğitimler verebiliyordu. Bilimsel araştırmalara ağırlık veren Leonardo’ya çalışmalarında yakın dostu Melzi yardımcı olmaktaydı. Salai ise Fransa’ya geldikten sonra onu terk etmişti.
Felç geçirdikten sonra sağ elini kullanamamasına rağmen Meryem Ana, kediler, atlar, ejderhalar, St. George araştırmaları, anatomik çalışmalar, suyun doğası üzerine çalışmalar, Deluge’nin çizimleri ve farklı makineler üzerine çalışmalar yapmıştır.
Ölümü
Leonardo da Vinci 2 Mayıs 1519’da kendisine hediye edilen konağında, 67 yaşında hayatını kaybetti. Ölüm sebebinin tekrarlayan inme olduğu sanılmaktadır. Bir rivayete göre, kral Francis’in kollarında can verdiği söylenir. Fakat bu bilginin doğruluğu kanıtlanamamıştır.
Son sözleri ise “Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişmediği için Tanrı’yı ve insanlığı gücendirdim.” olmuştur. Mirasının büyük bir kısmını Melzi’ye adamıştır. Amboise’deki Saint Florentin Kilisesi’nde toprağa verilmiştir.
Leonardo da Vinci Kişiliği, Başarıları ve Hakkında Az Bilinenler
Ahlaki konularda son derece duyarlı ve dürüst bir kişiliğe sahipti. Fiziksel temastan hoşlanmadığı iddia edilir. “Üreme faaliyeti ve bununla bağlantılı olan her şey o kadar iğrençtir ki insanlar hoş yüzler ve duygusal eğilimler de olmasa kısa sürede yok olacaktır.” şeklinde konuşmuştur. Bazı kaynaklarda Leonardo’nun muzip bir kişiliği olduğu, kertenkelelere kanatlar takarak insanları korkuttuğu geçmektedir.
1476 yılında o zamanlar 17 yaşında olan model Jacopo Saltarelli ile eşcinsel bir ilişki kurduğu iddaa edilmiştir. Soruşturmalar sonucunda Leonardo’nun babasının da saygın bir konumda bulunması sebebiyle hiç kanıt bulunamamış, dava düşmüştür. Bu olayın ardından bir süre takibe maruz kalan Leonardo, uzun süre eşcinsellik suçlamalarıyla karşı karşıya kalmıştır. Onun genç erkeklere olan ilgisi 16. yüzyılda tartışma konusu olmuştur.
Oldukça yetenekli olan Leonardo da Vinci bir eliyle resim çizerken, diğer eliyle tersten yazı yazabiliyordu. Sağdan sola yazdığı bu yazıları okumak için bir aynaya ihtiyaç duyulurdu.
İnanılmaz zekası ve muhteşem yetenekleriyle çok yönlü bir insan olan Leonardo, gökyüzünün mavi renkte olmasının nedeninin, havanın ışık yaymasına bağlı olduğunu söyleyen ilk kişidir.
O dönemlerde kullanılmayan bisikletlerin 300 yıl öncesinden ilk planlarını çizmiştir. Pergel kullanmadan kusursuz çemberler çizebildiği rivayet edilmektedir. Anatomi alanında yeni başarılara imza atmak için geceleri suçlu cesetlerini parçalamış ve bu incelemeleri sonucunda çizimler yapmıştır.
Bebeğin plasenta içindeki görünümünü o kadar kusursuz çizmiştir ki günümüzde hala onun çizimleri kullanılmaktadır. Yaşadığı dönemlerde ayın suyla kaplı olduğunu, bu yüzden parladığını iddia etmiş, bazı eserlerinde bu fikrine yer vermiştir. Ayrıca o dönemde henüz icat edilmeyen mekik, denizaltı, helikopter gibi birçok teknolojik ürünün çizimini yapmıştır.
Leonardo da Vinci’nin En Ünlü 15 Eseri
“Çizdiğim her resim kendi yaşamıma sorduğum bir soruydu.” diyen Leonardo da Vinci, çeşitli konularda sıradışı tablolara imza atmıştır. Bunlardan en ünlü 15 tanesi:
Mona Lisa (1503)
Günümüzde Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenen bu eser, dünyanın en ünlü sanat eseridir. Her gün binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilip yoğun ilgi görmektedir.
Tabloda ince bir tül ile üzerini örten genç bir kadın eserin öznesini oluşturuyor. Kasvetli renkleri tercih eden Leonardo, tablodaki kadının üzerinde herhangi bir mücevher kullanmamıştır. Kadının yüzündeki ifadesizlik dikkat çekmekle birlikte yansıttığı duygular net olarak anlaşılamamaktadır. Çizilen kadının Fransız bir tüccarın eşi olduğu yönünde bilgiler mevcuttur.
Vaftizci Yahya (1513)
Eserde en dikkat çeken ayrıntı, Yahya’nın yukarı kaldırdığı işaret parmağının gökyüzünü işaret etmesidir. Bu hareketiyle İsa’nın geleceğini haber verdiği düşünülür. Leonardo, Mona Lisa’da yansıttığı garip gülümsemeyi bu eserde de kullanmıştır. Fakat tıpkı Mona Lisa’nın gülümsemesinin sebebi gibi Yahya’nınki de muammadır.
Kırmızı Tebeşir Otoportresi (1512-1515)
Uzun saçlı, sakallı, yaşlı bir adamın tasvir edildiği bu eserde bu figürün Leonardo da Vinci’yi yansıttığı düşünülmektedir. Fakat bazı uzmanlara göre bu mümkün değildir. Çünkü tablodaki adam, 67 yaşında ölen Leonardo’dan daha yaşlıdır. Kırmızı tebeşirle çizilen bu resmin Leonardo’nun babası veya amcasını da tasvir edebileceği söz konusu olmuştur.
La Scapigliata (1508)
La Scapigliata “dağınık saç” anlamına gelir. Leonardo bu resimde kadının dağınık saçlarını yansıtmıştır. Boynu eğilmiş bir kadın hafif fırça dokunuşlarıyla tasvir edilmektedir. Bu tablodaki çizim Kayalıklar Bakiresi’ndeki Hz. Meryem’i andırmaktadır. Bu sebeple o eser için model olabildiği düşünülür.
Salvator Mundi (1500)
Yaratılıldığı dönemde çok ses getirmeyen bu eser 2017 yılında 450.3 milyon dolara satılmış ve tüm dünyanın ilgisini uyandırmıştır. Hz. İsa tabloda Salvator Mundi olarak betimlenmiştir.
Son Akşam Yemeği (The Last Supper) (1495-1498)
Bir zamanlar efendisi olan Milano dükü Sforza’nın emri üzerine çizdiği bu eser, Leonardo’nun en ünlü eserlerinden bir diğeridir. Konusu 12 Havari’nin ayağa kalkması, oturması, yayılması, konuşması, esnemesi ve Hz. İsa’nın etrafında sohbet etmeleridir. Farklı insan duygularını yansıtan bir eser, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki son akşam yemeğini anlatmaktadır.
Vitruvius Adamı (Vitruvian Man) (1492)
Anatominin en çok ilgi duyduğu alanlardan biri olduğuna daha önce değinmiştik. Bu eserinde ideal insan bedeni tasvir edilmektedir. Kollarını ve bacaklarını açmış çıplak bir erkek bedeni çember içerisinde yer almaktadır.
Vitruvius, ideal insan bedeninin bir çemberin ve onu çevreleyen yuvarlağın içerisine tam oturması gerektiği teorisini öne sürmüştür. Leonardo, onun bu teorisini çizime aktarmıştır. Bu eseri günümüzde İtalya’nın Venedik kentindeki Gallerie dell’Accademia’da korunmaktadır.
İçinde Fetüs ile Kadın Rahmi (1510-1512)
Bu çizimde anne karnındaki bebeğin nasıl bir yapı içerisinde olduğunu tüm detaylarıyla ele almıştır. Bir notta insanın rahim boyutunu inek ve atlarınkiyle orantılı olarak karşılaştırmıştır.
Kakımlı Kadın (1489-1491)
Bu eserinde yer alan kadın figürünün Milano dükü Sforza’nın metresi Cecilia Gallerani olduğu düşünülmektedir. Başı sağa dönük kadın gözlerini tablo dışında kalan bir noktaya odaklamıştır. Leonardo’nun üstün anatomi bilgisi ve insan duygularını tabloya aktarabilme becerisi bu eserde fazlasıyla ön plana çıkmıştır. Ayrıca kadının kucağındaki kakımın en küçük detaylarına kadar yer vermesi onun muhteşem yeteneğinin ufak bir kanıtıdır.
Kayalıklar Bakiresi (1483-1486)
Tablonın merkezinde Meryem bulunur. Bebek İsa, solundaki bebek ise Aziz Yuhanna (Yahya)’dır. Tüm karakterler el, kol ve göz hareketleriyle etkileşim halindedir. Eserde, o dönemlerdeki tahtta oturma alışkanlığının aksine Meryem kayalık bir arazide otururken görülüyor.
Benois Madonna (Ekim 1478)
Yine Meryem ve İsa’nın yorumlandığı bir eserdir. Burada diğerlerinden farklı olarak her ikisinin de başında birer hale bulunmaktadır. İsa’nın parmakları ucundaki karanfil de dikkat çeker.
Ginevra Benci’nin Portresi (1474-1478)
Leonardo da Vinci’nin Batı Yarımküre’de sergilenen tek eseridir. Ünlü ressamın hayatı boyunca fazla kullanmadığı yöntemlerden birkaçını içerir. Portrede geleneksel çizim yerine üç çeyrek görünüm yöntemini kullanmıştır. Bu sebeple tablosunu bu şekilde boyayan ilk İtalyan sanatçı ünvanını almıştır. Bu eser günümüzde Washington D.C’deki National Gallery’de sergilenmektedir.
Arno Vadisi Manzarası (1473)
Detayların belirgin olmadığı resimde Floransa’daki Arno Vadisi tasvir edilmiştir. Amcasından aldığı gözlem yeteneğiyle doğa sevgisini birleştiren Leonardo, doğayı yeniden keşfetmeyi amaçlamıştır.
The Annunciation (Beşaret) (1472-1475)
Arapça’da müjde, iyi haber anlamına gelen beşaret; Leonardo’nun bu eserinin konusu olmuştur. İsa’nın mucizevi bir şekilde var oluşunun Meryem’e bildirilmesinin anlatıldığı bu eser, sanat tarihinde önemli bir yer tutar.
Tabloda Cebrail meleği Hz. Meryem’in karşısında diz çökmüş, bir haberi ona müjdelemektedir. Meleğin elindeki beyaz zambaklar Meryem’in bakireliğini ve saflığını temsil etmektedir. Bu eser günümüzde Floransa’daki Uffizi Galerisi’nde sergilenmektedir.
İsa’nın Vaftizi (The Baptism of Christ) (1472-1475)
Dini öğelerin yer aldığı bu eserde, Ürdün’deki Şeria Irmağı kıyısında Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edilen İsa’nın arınışı anlatılmaktadır. Tabloda sağdaki kişi Yahya’yı, İsa’nın başındaki beyaz güvercin ise Tanrı’yı temsil etmektedir. Sol taraflarında ise iki tane yardımcı melek görülür. Leonardo da Vinci bu eserini Verrocchio ile birlikte yapmıştır.
Leonardo da Vinci'nin Yazdığı Kitaplar
Leonardo da Vinci, bu unutulmaz resimleri yapmanın dışında bazı kitaplar da yazmıştır. Bunlar:
Herkes Dünyanın Merkezidir
Felsefe alanında yazılmış bir eseridir. Dante Yayınevi tarafından yazılmıştır. 64 sayfalık kısa bir eserdir. Tanıtım bülteninde "Ondan ne kadar alırsanız alın, ihtişamını asla kaybetmeyecek bir şey var. Çoğunun ağızlarından alınacak yemekleri olacak." cümleleri yer almıştır.
Kelebek ile Mum Işığı Masalları
Kibir, ihanet, vicdan, alçakgönüllülük, sabır ve pişmanlık üzerine yazılmış çeşitli masallar bir araya getirilmiştir. Kemal Atakay'ın çevirdiği ve Emine Bora'nın resimlediği bu eser 500 yaşını aşan 12 masaldan oluşur.
Yazılar, Masallar, Kehanetler, Nükteler ve Diğerleri
Leonardo’nun bilimsel araştırmaları ve resimleriyle ilgili yazıları içerir. Bilimsel araştırmalar ve görsel sanatlarla ilgili yazıların dışındaki bütün metinleri bu eserde içerir. İlk baskısı 1952'de yapılmıştır.
Leonardo’nun Defterleri ve Büyük Üstattan Uygulamalı Dersler
Yaşamı boyunca sayısız defter tutan Leonardo’nun bu eseri, defterlerinden derlenen çalışmaların en mükemmel olanlarını bir araya getirmiştir. Resim ve heykel sanatının incelikleri, ışık ile gölge oyunları hakkında eğitim veren bir kitaptır.
[renkbox baslik="Charlie Chaplin Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi" link="https://bilgihanem.com/charlie-chaplin-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/06/charlie-chaplin-hayati-hakkinda-bilgi-1024x597.jpg" renk="siyah" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Bilinmeyen Defter
Gerçek kahramanı doğa ve hayvanlar olan bu eserini fabl, fıkra, efsane ve hayvan masallarından oluşmaktadır. yetişkinler için yazdığı bu kitap 4 ana başlıktan oluşur ve toplamda 98 kısa öykü içerir.
Paragone/Sanatların Karşılaştırılması
Leonardo’nun ölümünden sonra öğrencisi Melzi’nin onun notlarından derlediği bir kitaptır. resim sanatını heykel, şiir ve müzikle karşılaştırmıştır. Ayrıca resmin bilim ve felsefeyle ilişkilerine değinir.
Da Vinci ve Saklı Not Defteri
Leonardo da Vinci hayatı boyunca yaptığı gözlemleri, bilim, sanat ve yaşam alanındaki çıkarımlarını not defterine kaydetmiştir. Kitap Leonardo'nun orijinal notlarından oluşmaktadır. 13.000 sayfalık notun sadece 7000 sayfası korunabilmiştir.
Bilmeceler/Kehanetler
Leonardo da Vinci'nin ters olarak yazıp, ayna yardımıyla okunabilen bu eseri, bilmecelerle doludur. Okuyuculara göre eğlenceli bulunmuştur. Samih Fırat tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Klostrofobik etki yarattığı ve cehennemi tasvir ettiği söylenir.
Defterler
Ölümünden sonra ortaya çıkan bu eserde, resim sanatının temellerini kaleme aldığı bölümleri içermektedir. Resimle ilgilenenlerin merakla okuyacağı başucu kitaplarından biridir. Orijinalinin 7000 sayfadan oluştuğu bilinmektedir.