1.Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan ve imzalamak zorunda kaldığı Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan dolayı vatana ve millete karşı sorumluluklarını yerine getiremeyen Osmanlı İmparatorluğu, halkı kendi kaderiyle baş başa bırakmıştır.
Karanlık bir dönemde vatanını düşünen Türk aydınları öncelikle halkla bütünleşmiş ve ardından haksız işgallere karşı ellerinden gelen her şeyi yapmayı planlamışlardır. Türk yurdunun parçalanmasını önlemek için çeşitli bölgelerde oluşturulan bu cemiyetlere genel olarak Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri (Hakları Savunma Dernekleri) adı da verilmektedir.
[renkbox baslik="Menemen (Kubilay) Olayı Nedir? Nedenleri ve Sonuçları Nelerdir?" link="https://bilgihanem.com/menemen-kubilay-olayi-nedir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/10/menemen-olayi-nedir-nedenleri-sonuclari-nelerdir-960x560.jpg" renk="mavi" yenisekme="evet"][/renkbox]
Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler, savaş sonrası milli bilinci kaybetmemek adına doğmuştur. Bu makalemizde, Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler hakkında derlediğimiz bilgileri sizler için hazırladık.
Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler (Milli Cemiyetler) Hangileridir?
Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra, İstanbul Hükümeti halka karşı sorumluluklarını yerine getiremeyince, vatansever Türk aydınları tarafından kurulan bu cemiyetler yurdun farklı yerlerinde oluşmuştur. Milli varlığa yararlı cemiyetlerimizi ve ne amaçla kuruldukları hakkında kısaca maddeler halinde tanıyalım;
Trakya Paşaeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti (7 Kasım 1918)
Kurulan ilk Milli Varlığa Yararlı Cemiyet’tir. 7 Kasım 1918’de Edirne halkı tarafından kurulmuştur. Edirne ve çevresinin Yunanistan tarafından işgal edilmesine karşı mücadele etmek için kurulmuştur. Doğu Trakya’nın hem tarih, hem kültür, hem de milliyet bakımından Türk olduğunu tüm dünyaya ispatlamak için hukuki çalışmalar başlatmış, gerekli yayınları yapmışlardır. Edirne ve Lüleburgaz Kongreleri’ni düzenlemişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması durumunda bile Doğu Trakya’yı Yunanlılar’a vermeyerek burada gerekirse bir Türk Devleti kurmayı amaçlamışlardır.
İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti (1 Aralık 1918)
1 Aralık 1918’de kurulmuştur. İzmir’in Yunanistan’a verilmesini silahsız olarak engellemeye çalışan cemiyettir. Paris Barış Konferansı’nda, İzmir’in Yunanistan’a verilmesi karara bağlandıktan sonra İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. İlk hedeflerinden birisi de, Batı Anadolu’daki bütün şehirlerin Türk şehirleri olduğunu ve Türkler’in elinde kalması gerektiğini bütün dünyaya açıklamaktır.
İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti, kendisi direkt olarak silahlı mücadeleye katılmamasına rağmen, Kuva-yi Milliye üyeleriyle işbirliğine girerek onlara gizlice silah ve cephane göndermiştir. Bilmemiz gerekiyor ki o dönem Kuva-yi Milliye tüm bu faaliyetlerini gizli olarak yürütmekteydi. 14 Mayıs 1919 tarihinde ise adını değiştirerek İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti adını almıştır. Bu adı aldıktan sonra, silahlı mücadeleye de girişmiştir.
İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti
İzmir işgal edilmeden Müdafaa-i Vatan adıyla çalışmalarını sürdürürken, Yunanlıların İzmir’i işgal etmesinin ardından İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti adını almıştır. İzmir’de kurulan ve Anadolu’nun ilk milis gücü olan Kuva-yi Milliye’nin kurulmasında baş rolü oynamışlardır. Bu şekilde İzmir’i sadece hukukla değil aynı zamanda silahla da korumaya başlamışlardır. Balıkesir’de ve Alaşehir’de kongreler düzenlemişlerdir.
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (4 Aralık 1918)
Doğu Anadolu’yu savunmak için kurulmuştur ancak kuruluş yeri İstanbul’dur. Daha sonra Erzurum ve Elazığ’da da çalışmalar başlatmıştır ve merkez binasını Erzurum’a taşımıştır. Asıl amacı, Ermeni tarafından işgal edilen Doğu Anadolu’yu kurtarmak için, vatansever halkı örgütlemektir. Doğu Anadolu’da yaşayan Türk ve Müslüman halkın hiçbir koşul altında bu bölgeyi terk etmemeleri emrini vermişlerdir. Çünkü Ermenilerin amacı Türkleri bu bölgeden kovarak nüfus üstünlüğünün Ermenilere kalmasını sağlamaktı. Bu sayede, Wilson İlkeleri’nde belirlenen karar gereğince, o bölge Ermeni nüfusun çoğunluğundan dolayı Ermenilere verilme tehlikesi vardı ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Ermenilerin bu planını bozmuştur.
Kilikyalılar Cemiyeti (21 Aralık 1918)
Çukurova Bölgesi’ni Ermeni ve Fransızlar’dan kurtarmak için Ali Fuat Paşa'nın çabaları sonucunda, 21 Aralık 1918 tarihinde kurulmuştur. İlk önce İstanbul’da kurulmuştur daha sonra çalışmalarına Anadolu’da devam etmiştir.
Milli Kongre Cemiyeti (29 Kasım 1918)
İstanbul’da çeşitli derneklerin, cemiyetlerin, partilerin, fakültelerin ve yardım kuruluşlarının bir araya gelmesiyle kurulmuştur. Kurulmasına Milli Talim ve Terbiye Kurulu üyeleri ön ayak olmuştur. Diğer cemiyetlerin aksine bölgesel değil; ulusal bir cemiyetir. Anadolu’nun bütün topraklarının savunulmasını amaçlamıştır. İzmir’de kurulmuş silahlı vatansever halk örgütüne “Kuva-yi Milliye” adını ilk koyan cemiyet, Milli Kongre Cemiyeti’dir.
Trabzon Muhafaza-i Hukuk Milliye Cemiyeti (12 Şubat 1919)
Karadeniz’de Pontusçu Rumlara karşı mücadele vermek amacıyla kurulmuştur. Kuruluş tarihi 12 Şubat 1919’dur. Trabzon’da kurulmuştur.
Kars İslam Şurası
Anadolu’nun doğusunu ele geçiren Ermeniler’e karşı mücadele etmek için kurulmuştur. Erzurum Kongresi’nde de temsil edilmişlerdir.
Vahdet- i Milliye Cemiyeti
Amacı, bölgesel olarak kurulmuş olan milli cemiyetleri tek çatı altında toplamaktı. Bu ülküleri daha sonra gerçekleşmiştir.
Milli Müdafaa Cemiyeti
Amacı, işgal kuvvetlerine karşı mücadele eden halka silah ve cephanelik temin etmektir.
Milli Karakol Cemiyeti
İstanbul’dan Anadolu’ya silah kaçırarak, Kuva-yi Milliye üyelerine vermeyi ve onları güçlendirmeyi amaçlamıştır.
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti
Mustafa Kemal’in direktifi üzerine Sivas Valisi Reşit Paşa’nın eşi Melek Hanım tarafından kurulmuştur. Kurtuluş Mücadelesi için kadınların desteğini toplamayı amaçlamıştır.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Bu milli cemiyetlerin tamamı hem daha da güçlenmek hem de Anadolu’yu tamamen kurtarmak için daha sonra “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında toplanmışlardır.
Milli Varlığa Yararlı Cemiyetlerin Kurulma Amacı Nedir?
Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu hal ve koşullar sebebiyle, milli cemiyetlerin kurulması bir zorunluluk halini almıştır. Bu nedenle Anadolu’nun dört bir yanında, ayrı ayrı ideolojide ve inançlarda olsa da insanlar bir araya toplanmış ve vatan savunması üzerine ter dökmeye başlamışlardır. Böylece milli cemiyetler meydana gelmiştir.
[renkbox baslik="Yörük Ali Efe Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi" link="https://bilgihanem.com/yoruk-ali-efe-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/11/yoruk-ali-efe-kimdir-hayati-hakkinda-bilgi-960x560.jpg" renk="gri" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Milli Cemiyetler, uluslararası arenada haklılıklarını kanıtlamak için Wilson İlkeleri’ni referans göstermişlerdir. Çünkü Wilson İlkeleri’ne göre Anadolu’daki bir bölgede hangi milleti sayıca çoğunluktaysa o bölgenin yönetimi o millete verilecekti. Oysa Anadolu’da Türk Milleti sayıca çoğunlukta olmasına rağmen, düşman kuvvetlerinin işgaline uğramıştır. Milli Cemiyetler, düşman ordusunun bu haksız işgallerine karşı koymak amacıyla kurulmuş olan ve hakkını uluslararası hukuk platformunda arayan silahsız birliklerdir.
Milli Varlığa Yararlı Cemiyetlerin Ortak Özellikleri Nelerdir?
Öncelikle bilmemiz gerekiyor ki, Milli Cemiyetler bölgesel değil ulusal özellikler taşımaktadır. Hedefleri Türk Milleti’nin bağımsızlığını ve özgürlüğünü uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde kazanmaktır. Yaptıkları çalışmalarla, vatan savunmasında silahlı yollara girişen Kuva-yi Milliye’nin de uluslararası platformda haklı konuma gelmelerini sağlamışlardır. Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler'in ortak özelliklerini birkaç madde ile sıralayacak olursak;
- Cemiyetlerde Türlük duygusu ön plandadır.
- Mondros Ateşkes Antlaşması ve işgallere karşı Türk milletinden gelen ilk tepkilerdir.
- Kurulmalarında bağımsızlığın korunması ve milliyetçilik düşüncesi etkili olmuştur.
- Osman Devleti'nin işgallere karşı tepkisiz kalmaları sonucunda oluşmuşlardır.
- Ulusal bilincin korunması ve direncin güçlenmesine katkı sağlamışlardır.
- Basın yayın yolu kullanarak çalışmalarını duyurmuşlardır.
- Trakya Paşaeli Cemiyeti hariç diğerleri yeni bir devlet kurma amacı taşımamışlardır.
- Kuvayi Milliye hareketi bu cemiyetlerin çalışmaları sonrasında ortaya çıkmıştır.
yararlı cemiyetlerin özelliklerinden hangisi milli mücadele açısından bir avantaj olusturmamıştır
Bir kaynakta ilk kurulan yararlı cemiyetin KARS İSLAM ŞURASI (5 Kasım 1918) olduğunu belirtiyor
Bazı kaynaklar da TRAKYA PAŞAELİ olduğunu belirtiyor
Hangi Bilgi doğru
Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler bence amaçlarını tamamen yerine getirmişler.