Teşkilat-ı Esasiye, Osmanlı’nın ardından kurulan yeni Türk Devleti’nin ilk yazılı anayasasıdır. Kabul ediliş tarihi 20 Ocak 1921’dir. Esas bakımından incelendiğinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun anayasası olan Kanun-i Esasi’nin devamı niteliğindedir. 1876 anayasası henüz yürürlükten kaldırılmadan çıkarıldığı için, en kısa ve özlü anayasa niteliğinde bir belgedir. Toplamda sadece 24 maddeden oluşmaktadır. 1923 yılında yapılan bazı değişikliklerden sonra, 1924 yılında ise yeni anayasa çıkarılmıştır.
Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk anayasaları kabul edilmektedir. Bilmemiz gerekir ki o dönem ülkede, Meclis Hükümeti Sistemi vardı. Ancak devletin rejimi henüz kesin bir dille belirtilmemişti.
[renkbox baslik="İstiklal Marşı’nın Kabulü (12 Mart 1921)" link="https://bilgihanem.com/istiklal-marsinin-kabulu/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/02/istiklal-marsinin-kabulu-oniki-mart.jpg" renk="kahve" yenisekme="evet"][/renkbox]
1921 yılında kabul edilen bu Anayasa daha sonra 29 Ekim 1923 tarihinde devrimsel değişikliklere uğramıştır. Ve Meclis Hükümeti sisteminden Cumhuriyet rejimine geçilerek, “Kabine Hükümeti” uygulamasına geçilmiştir.. Ayrıca yasama – yürütme – yargı erkleri birbirinden bağımsızlaştırılarak kuvvetler ayrılığı ilkesi sağlanmıştır.
1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası)
20 Ocak 1921 tarihinde çıkarılan Teşkilat- ı Esasiye’nin en önemli kanunları 10 madde halinde listelenmiştir. Bu 10 maddeyi aşağıda inceleyebiliriz;
1- Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İdare şekli, halkın mukadderatını bizzat ve fiili olarak yönetmesi ilkesine dayanır.
2- Yürütme kuvveti ve yasama yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi’nde belirir ve toplanır.
3- Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilir ve hükümeti "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti" adını taşır.
4- Büyük Millet Meclisi, iller halkınca seçilmiş üyelerden oluşur.
5- Büyük Millet Meclisi’nin seçimi iki yılda bir yapılır. Seçilen üyelerin üye kalma süresi iki yıldır. Yeniden seçilmek de mümkündür. Eski meclis, yeni meclis toplanıncaya kadar göreve devam eder. Yeni seçimlerin yapılması için gerekli şartların sağlanamaması halinde, görev süresi yalnız bir yıl uzatılabilir. Büyük Millet Meclisi üyelerinden her biri, sadece kendini seçen ilin ayrıca vekili olmayıp aynı zamanda bütün milletin vekilidir.
6- Büyük Millet Meclisi’nin Genel Kurulu, Kasım ayının başında, hiçbir daveti beklemeden kendiliğinden toplanır.
7- Şeriat hükümlerinin uygulanması, tüm kanunların yürürlüğe konması, değiştirilmesi, yürürlükten kaldırılması, antlaşma ve barış imzalanması ve dahi vatan savunmasıyla ilgili savaş ilâm gibi temel haklar Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Kanun ve tüzüklerin düzenlenmesinde, halk için en yararlı, en elverişli fıkıh ve hukuk hükümleriyle, örf, âdet ve teamüller esas
olarak alınır.
8- Büyük Millet Meclisi, hükümeti oluşturan bakanlıkları, “özel kanun gereğince seçtiği bakanlar ile yönetir. Meclis, yürütme ile ilgili işlerde bakanlara görev tayin eder ve gerekli gördüğü hallerde bunları değiştirir.
9- Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından seçilen başkan, bir seçim dönemi süresince Büyük Millet Meclisi Başkanı'dır. Bu sıfatla Meclis adına imza atmaya ve Bakanlar Kurulu kararlarını onaylamaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu üyeleri arasından birini kendilerine başkan seçer. Ancak Büyük Millet Meclisi Başkanı, Bakanlar Kurulu’nun da tabiî başkanıdır.
10- Kanun-i Esasi’nin bu maddelere aykırı düşmeyen hükümleri eskisi gibi yürürlüktedir.
1921 Anayasası'nın (Teşkilat-ı Esasiye'nin) 1923 Değişiklikleri
1921 Anayasası'ndan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi sürekli toplantı halinde olmuş; vatanın çıkarları ve bütünlüğü için gerekenleri görüşmüştür. Bu anayasada 1923 yılında bazı değişikler yapılmıştır. Bunlardan en önemlileri şu şekildedir;
- Devletin resmi dili Türkçedir.
- Devletin dini İslam'dır.
- Devletin başkenti Ankara'dır.
- Cumhurbaşkanı 4 yıl görevde kalabilir ikinci kez seçilebilir.
- Türkiye devletinin yönetim şekli Cumhuriyettir.
Teşkilat-ı Esasiye'nin Özellikleri Nelerdir?
Teşkilat-ı Esasiye önemlidir, çünkü İmparatorluğun küllerinden doğan Yeni Türk Devleti’nin dünya devletleri tarafından tanınmasına yol açacak hukuki ve siyasal bir geçerliliğe sahiptir. Ancak dönemi itibariyle, içinde bulunulan olağanüstü hallerden dolayı kararları meclisten hızlı bir şekilde geçirmek ve zaman kaybetmeden uygulayabilmek için 2. maddede de açıklandığı gibi, güçler birliği ilkesi uygulanmıştır.
Bu güçler birliği yasası, kendi içinde hem yasama (kanun çıkartma), hem de yürütme (kanunları uygulama) işlevlerini tek çatı altında, mecliste gerçekleştiriyordu. Daha sonra ise yine meclisteki vekiller görevlendirilerek yargı kurallarını uygulatması için İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Bu mahkemelerin kurulmasının ardından meclis; yasama ve yürütme erkiyle birlikte üçüncü erk olan yargıyı da kendi çatısı altında toplamıştır.
Teşkilat-ı Esasiye'nin özelliklerinden biri de temel hak ve hürriyetlere yer verilmemiş olmasıdır. Laik bir anayasa değildir, meclisin üstünde bir güç kabul edilmemektedir. Yeni devletin kurulduğu belgelenmiş ancak önemli değişiklikler cumhuriyetin ilanından sonra yapılmıştır. Kanun-i Esasi hala yürürlükte olduğu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kendini bir türlü ispatlayamadığı için, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun çıkarılması gecikmiştir. Çünkü yeni anayasa yeni devlet demekti ve bu o dönem için büyük kargaşaların çıkmasına sebep olabilirdi.