Biliyoruz ki şu anda dünyamızın en büyük sorunlarından biri araçların çevreye saldığı zehirli gazlar. Değerleri düşürebilmek ve yok etmek amacıyla dizel motorlu araçların artık ülkelerce yasaklama kararları çıkıyor. Diğer taraftan da otomobil üreticileri artan vergi ve azalan rezervlere karşı motor hacimlerini olabildiğince düşürme girişiminde bulunuyorlar.
Her firmanın kendi bünyesinde geliştirdiği bu benzinli üniteler, maksimum süratlerde etkilemeden oldukça iyi yakıt tasarrufu sağlayacak şekillerde ortaya çıkartılıyorlar. Ford firması da düşük hacimli motor ünitelerini yüksek teknoloji ışığı altında geliştirerek modellerine EcoBoost ünitesini yerleştirdi.
[renkbox baslik="Boxer (Boksör) Motor Nedir? Nasıl Çalışır? Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?" link="https://bilgihanem.com/boxer-boksor-motor-nedir-nasil-calisir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/11/boxer-motor-kullanim-yogunlugu.jpg" renk="siyah" yenisekme="evet"][/renkbox]
Son derece teknolojik olan bu motorla tüm firmaların aynı alana kayması da sağlandı diyebiliriz. Düşük hacimli EcoBoost’lara karşı Renault 0.9L TCE üniteyle, VW Grup TSI üniteyle ve PSA Grup Puretech üniteyle karşılık verdi. Ve sonradan Japon ve Kore otomobil firmaları hızlı bir geçiş yaptı. Sizlere bu yazımızda Ford’un küçük hacimli ama atak motoru olan EcoBoost ve çalışma prensibi hakkında detaylı bilgi aktaracağız.
EcoBoost Nedir?
Ford’un çok yakan motorlardan kurtulma yolu olarak görebileceğimiz EcoBoost, verimlilik açısından diğer türlere göre daha iyi sonuçlar verebiliyor. Araçlarımızı almadan önce yaptığımız araştırma konularının en başında iyi bir çekiş kuvveti ve yakıt ekonomisi gelir. O yüzden turbo destekli ve yakıt tasarrufu açısından dizel motorlar tercih edilir. Aslında bu motor geliştirmelerini bir nevi motorin yakıtına da açılan savaş olarak da düşünebiliriz.
Mühendislerin amaca göre hareket ettiği bu motor, çekilen yakıtları en iyi derecede kullanması yönünde ayarlandı. Aynı zamanda da insanların atmosferik 1.0L veya 1.2L gibi ünitelerin verdiği rahatsızlığı ortadan kaldırmaktı. O yüzden aynı dizellerde olduğu gibi EcoBoost’a turbo desteği verildi. Yapılan test aşamalarında markanın sahip olduğu TDCI dizel motorun verdiği teknik değerlerle 1.0L EcoBoost’un sunduklarının aynı olduğu gösterildi.
Hatta bazı kısımlarda benzinli ünitenin performans açısından daha iyi olduğu anlaşıldı. Doğrudan yakıt enjeksiyonu mantığıyla çalıştırılan Ford’un düşük hacimli benzinli ünitesi, blok içerisinde, planlanan şekilde yüksek basınçlar üretti. Dizelin düşük devirdeki ivmelenme handikapına karşı EcoBoost sürekli devirlenme sunabildi. Bu kısım kullanış açısından önemli.
Verimlilik açısından motor, ihtiyacı düzeyinde kendine yakıt çekiyor. O yüzden ortalama tüketim değerleri şu anda olabilecek en düşük seviyede. Bunun da en büyük nedeni alçak devirlerde oluşturabildiği yüksek tork sayesinde. Araştırmalara göre de atmosferik düz benzinli ünitelere kıyasla %30 civarlarında yakıt iyileşmesi olmuş. Buraya kadar anlattığımız aslında 1.0L, 1.5L ve 1.6L hacimliler içindi. Ford sadece orta sınıf araçlarında bu motoru kullanmadı. 2.0L ile 3.5L arasında değişen sınıflara ve yukarıda olan araçlara da entegre etti.
EcoBoost Motorun Çalışma Mantığı Nedir (Nasıl Çalışır)?
EcoBoost’un yakıt konusunda ve CO2 salınımında ne kadar büyük işler başardığından bahsetmiştik. Ağırlıklı olarak bu teknolojik motorun 1.0L hacimli versiyonun yaptıklarından söz edilir. Çünkü 6 yıl üst üste yılın motoru seçilmişti. Bu motorda püskürtme ve basınç durumları oldukça hassas hesaplamalarla yanma odasında işleme alınıyor. Yakıt, Inovatif ve efektif halde kullanılıyor.
Zamanlamaların inanılmaz hassas olduğu EcoBoost’ta, geliştirilen püskürtme teknolojisi sayesinde yakıt en az miktarda kullanılıyor. Blokta oluşan yanma olaylarında sonra atık egzoz gazları inanılmaz bir çevrim içerisine sokuluyor. Yani geliştirilen turbo ünitesi atılan gazları kullanıyor. Böylelikle birim hacimdeki basınç daha fazla tutularak yeterli anlık güç ihtiyacı karşılanmış oluyor. Bundan dolayı da şanzımanda üretilen tork değeri de en üst seviyeye çıkıyor.
Ayrıca EcoBoost’un ayırt edici bir özelliği de triger’in motor yağı içerisinde çalışması. Ford’un beygir gücü açısından daha fazlasını 1.6L ve üzerinde sunmuş olsa da, 1.0L hacimli ünitenin ani tepkime yeteneği yapılan test ve kullanıcı deneyimlerinde görülmüştür. 1.0L Fiesta EcoBoost'un hızlanma sürecine buradan bakabilirsiniz.
Dünyada bir ilk olarak yapılan silindir pasivize ile tek silindir devre dışı bırakılabiliyor. Duruma göre iptal edilen silindir, motorun yağ basıncı sayesinde külbütör mili vasıtasıyla kam mili ile valfler arasındaki devir aralığını pasif tutarak, yola iki silindir olarak devam etmesi sağlanıyor. Ve bunlara dayanarak farklı bir volan ve debriyaj sistemi geliştirilmiştir. Belirtmenden geçmeyelim; EcoBoost’un turboşarj kısmı Alman FEV firması ile geliştirilmiştir. Motorun içerisinde kullanılan parçalara da en iyisi diyebiliriz. Çünkü enjeksiyon tarafında Bosch, turbo tarafında ise Borg Warner vardır.
EcoBoost Motorun Ömrü Ne Kadar?
Genellikle düşük hacimli motorların aşırı besleme durumlarına ön yargı ile bakılır. Çünkü değişken bir eksantrik yapısına sahip 3 silindirli 1.0L motorun, uzun vadeli kullanılmayacağı yönünde söylentiler vardır. Ancak Ford’un uzun yol testleri sonuçlarına baktığımızda, resmi olarak belirtilmese de 1 milyon kilometre sorunsuz gidilebileceğini söylüyorlar. Düşünülenin aksine çalışma mantığında bahsettiğimiz parçalara göre yorum yapılacak olursak; en sağlamlarının zaten kullanıldığını naklen görebiliyoruz.
[renkbox baslik="Hibrit Motor Nedir? Nasıl Çalışır?
" link="https://bilgihanem.com/hibrit-motor-nedir-nasil-calisir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/02/hibrit-motor-nedir-nasil-calismakta.jpg" renk="gri" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Ford’un ödüllü motoru üzerine tüm detaylardan bahsettik. Otomobil sektöründe çok konuşulan EcoBoost, son yıllarda yapısı biraz daha değiştirilerek maksimum oranda verim alınmış. Araç sektöründe düşük hacim olaylarına girilmesinin birinci nedeni olarak zehirli gaz salınımı olduğunu söylemiştik. Ayrıca sürücüler için büyük önem arz eden performans olayı da göz ardı edilmeden geliştirmeler yapılmış.
Önemli olan bu kriterleri aynı anda sunabilmek. Ve bu süreç gerçekten zor bir iş. Trigerin, kam milinin ve egzoz supaplarının normal atmosferik motorlara göre değişik hallerdeki sunumu da EcoBoost’un temellerini oluşturmaktadır. Ortama yakıt tüketimlerine baktığımızda 1.0L Fiesta modelinde 100 kilometrede 4.5L olarak gösteriliyor. Benzin yakıtı ile motorinin fiyat aralığının azalmasına bakarsak ve bakım maliyeti kısmını işin içine kattığımızda Ford motorunun ne kadar avantajlı olduğunu görebiliriz.
Ford tarihinde biraz geri gittiğimizde; bu teknolojiyi aslında yıllar önce devreye aldığını görebiliriz. 1981 yılında temelleri atılan bu motor mantığının son teknolojik yüklemeyle imal edilen kısmına şahitlik ediyoruz. Yine parantez içerisinde belirtmemiz gerekirse; EcoBoost’un 3 silindir olan motorunda belli devir aralıklarında tekini devre dışı bırakan silindir pasivize olayı, istenilen değerleri almadaki en stratejik noktadır.
Çok açıklayıcı!