Yusuf Ziya Ortaç, Türk edebiyatının en önemli mizah yazarlarından bir tanesidir. Edebi kişiliğinin yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan bir siyasetçi olarak da tanınmaktadır. Orhon Seyfi ile birlikte ünlü siyasi mizah dergisi Akbaba’yı çıkartmış, buradaki yazılarıyla büyük yankı uyandırmıştır.
Yusuf Ziya Ortaç bu dergiyle adeta özdeşleşmiş ve 1922 ile 1977 yılları arasında yayımlanmış olan Akbaba Türk edebiyatının en uzun soluklu mizah dergilerinden bir tanesi olarak hafızalara kazınmıştır. 1895 - 1967 yılları arasında yaşayan Yusuf Ziya Ortaç; şiir, hikaye, oyun, roman, biyografi gibi farklı türlerde eserler vermiştir. Edebiyat öğretmeni olarak da görev yapan Yusuf Ziya Ortaç, aynı zamanda yayımcı unvanına da sahiptir.
[renkbox baslik="Ahmed Arif Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/ahmed-arif-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/11/ahmet-arif-kimdir-hayati-ve-eserleri-1024x597.jpg" renk="gri" yenisekme="evet"][/renkbox]
Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy ve Orhan Seyfi Orhon’la birlikte Beş Hececiler grubunu kurmuş, aruzu bırakarak şiirlerinde heceyi kullanma akımını başlatmıştır. Sonuçta; ünlü isim hayatının bazı dönemlerinde yazmaya ara verse de hiçbir zaman edebiyattan tamamen kopmamış, çok sayıda kitap kaleme almıştır. İşte bu nedenle de Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en önemli isimleri arasında yer almaktadır.
Yusuf Ziya Ortaç Kimdir?
1895 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, 1967 yılında yine İstanbul’da hayata veda etti. Edebi kişiliğinin dışında yayımcı, öğretmen ve politikacı nitelikleriyle de tanındı. Ayrıca Hecenin Beş Şairi olarak da bilinmektedir. Ziya Gökalp’ın etkisiyle hece ölçüsünü benimsemiş, söz konusu türün en başarılı örneklerini vermiştir.
Akından Akına, Binnaz, Üç Katlı Ev, Göz Ucuyla Avrupa, Latife, Şeker Osman, Kuş Cıvıltıları gibi birçok eseri bulunmaktadır. Ayrıca en bilinen eserlerinden bir tanesi de Portreler olmuştur. Zira Ortaç'ın Portreler’inde aralarında Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Mehmet Akif, Mithat Cemal, Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Reşat Nuri Güntekin'in de bulunduğu ünlü kişilerin 24 ünlü siması ile bunların Münif Fehim tarafından çizilmiş karakalem portreleri yer almaktadır.
Yusuf Ziya Ortaç’ın Hayatı
23 Nisan 1895’te İstanbul’da dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç’ın babası Konya’nın önde gelen isimlerinden Hoca Hasan Efendi’nin oğlu mühendis Süleyman Sami Bey, annesi de İzmir eşrafından İzzet Bey’in kızı Huriye Hanım’dı. İstanbul Vefa Lisesi’nde okuyan Yusuf Ziya, şiire bu yıllarda merak salarak ilk denemelerini yaptı.
Servet-i Fünun hareketinden etkilenerek ilk şiirlerini aruz ölçüsü kullanarak yazdı ve ilk şiiri 1914’te Kehkeşan dergisinde yayımlandı. Dr. Abdullah Cevdet Bey’in desteğiyle şiirlerini İçtihat dergisine gönderdi ve kendisini şair olarak kabul ettirdi. Ardından komşuları Rıza Tevfik Bey’in aracılığı ile Ziya Gökalp ile tanıştı. Şair, yazar ve siyasetçi gibi unvanlara sahip olan Ziya Gökalp’in tavsiyesiyle hece vezni kullanmaya başladı ve yazdığı ilk şiir Gecenin Hamamı Türk Yurdu’nda yayımlandı.
1915’te öğretmenliğe merak salan Yusuf Ziya Ortaç, Darülfünun-ı Osmani'ni (İstanbul Üniversitesi) açtığı yeterlilik sınavına girdi ve kazanarak öğretmen oldu. Sonrasında bir yandan öğretmenlik yaparken, diğer yandan da edebi çalışmalarına devam etti. Bu dönemde günlük konuşma dilinde, sade ve akıcı şiirler yazmaya yöneldi.
Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel, Halit Fahri Ozansoy ve Enis Behiç Koçyürek’le birlikte Beş Hececiler (Hecenin Beş Şairi) grubunun üyesi oldu. 1916’da Akından Akına isimli eserini yayımlayan edebiyatçı, 1918’de Diken dergisinde Çimdik mahlası ile mizahi yazılar kalem aldı. Çimdik takma adıyla yazdığı yazılarda genellikle dönemin edebi ve sosyal gelişmeleri üzerinde durdu.
1919’da Şen Kitap isimli mizah kitabını çıkartan Ortaç, aynı yıl Binnaz isimli piyesiyle oyun alanında da başarılı olduğunu gösterdi. Sonrasında da Beş Hececiler’den Orhan Seyfi Orhon’la birlikte Akbaba isimli dergiyi çıkarttı. 7 Aralık 1922’de yayın hayatına başlayan dergi, ilk etapta ayda iki kez çıkartılsa da beğenilince her hafta yayımlanmaya başladı. 55 yıl boyunca yayım hayatına devam eden Akbaba, ilerleyen dönemlerde Kemalizm’in ve Cumhuriyet’in en koyu savunucularından biri haline geldi.
Öte yandan; Akbaba 1928’deki Latin alfabesinin kabulünün ardından yaşanan karışıklıklar nedeniyle bir dönem yayın hayatına ara verdi fakat Ortaç ölene kadar dergiyi ayakta tutmayı başardı. Akbaba’da Çimdik ve İzci takma adlarıyla yazılar yazan Yusuf Ziya Ortaç, derginin patronluğunu da yazarlığını da layığıyla yürüttü. Bu nedenle de kendisi Akbaba dergisi ile adeta özdeşleşti.
Derginin ilk yıllarında Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat Horozcu’nun ön ayak olduğu Garipçiler akımını eleştirdi, hatta bu akımın etkisinde kalanlar için Bobstil yakıştırmasını kullanmaktan çekinmedi. Ayrıca Akbaba; Aziz Nesin, İbrahim Alaattin Gövsa, Muzaffer İzgü, Rıfat Ilgaz gibi birçok edebiyatçının ilk yıllarında yeteneğini sergilemesine olanak sağladı.
Diğer taraftan, 1928 yılında Meşale’yi çıkartsa da karşıt görüşlüler nedeniyle kısa süre sonra dergiyi kapatmak durumunda kaldı. 1936’da İstanbul Sular İdaresi Meclisi’nde üyelik görevine başlayan ünlü kişilik, 1944 – 45 yıllarında bir lisede edebiyat öğretmenliği yaptı.
1938 yılında Bir Selvi Gölgesi ile Kuş Cıvıltıları isimli kitaplarını yayımlayan Ortaç, 1946 yılında Halk Partisi seçimlerine katıldı ve Ordu milletvekili olarak TBMM’de görev yaptı. 1946– 1954 yılları arasında sürdürdüğü politik görevinin ardından siyasetten uzaklaştı ve yeniden edebiyata yöneldi.
[renkbox baslik="Nurullah Ataç Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/nurullah-atac-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/10/nurullah-atac-kimdir-hayati-ve-eserleri-1024x597.jpg" renk="siyah" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Bu dönemlerde ağırlıklı olarak mizah, gezi, anı ve biyografi türlerine yoğunlaşan Yusuf Ziya Ortaç, 11 Mart 1967’de geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayata veda etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Yusuf Ziya Ortaç’ın Eserleri
Şiir, oyun, mizah, biyografi, anı, roman, hikaye gibi pek çok farklı türde eser veren Yusuf Ziya Ortaç, dil ve anlatımdaki ustalığıyla ün salmıştır. Hatta bu nedenle kendisine “üslup ustası” denmiş, sade ve akıcı anlatımdaki yeteneğiyle takdir edilmiştir. İlk şiiri 1914’te Kehkeşan dergisinde yayımlanan yazar, ölümüne dek çıkarttığı Akbaba dergisindeki yazılarıyla da hafızalara kazınmıştır.
Hayatının bazı dönemlerinde ara verse de hiçbir zaman edebiyattan kopmamış, verdiği eserlerle Cumhuriyet döneminin en önemli kalemlerinden bir tanesi olmuştur. Yusuf Ziya Ortaç’ın roman türündeki eserleri Dağların Havası, Göç, Üç Katlı Ev, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa ve Gün Doğmadan; gezi – anı – biyografi türündeki eserleri İsmet İnönü, Göz Ucuyla Avrupa, Portreler ve Bizim Yokuş, inceleme türündeki eserleri Nedim, Seyrani, Halk Edebiyatı Antolojisi, Faruk Nafiz: Hayatı ve Eserleri, Ahmet Haşim: Hayatı ve Eserleri isimli kitaplardır.
Ayrıca Binnaz, Name, Kördüğüm, Nikahta Keramet isimli oyun; Kürkçü Dükkanı, Şeker Osman isimli uzun hikaye; Beşik, Ocak, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gün Doğmadan isimli mizah kitapları çıkartmıştır. Yusuf Ziya Ortaç’ın şiir türündeki kitapları ise Akından Akına, Aşıklar Yolu, Şairin Duası, Şen Kitap, Cenk Ufukları, Yanardağ, Bir Selvi Gölgesi, Kuş Cıvıltıları ve Bir Rüzgar Esti’dir.
Çok tatlı hikayeleri oluyor bu adamın.