Güçlü vücut yapılarıyla korkutucu bir görüntüsü olan bu hayvanlar iri bir gövdeye, kuvvetli bacaklara sahiptir. Oldukça hantal olmalarına rağmen atik davranışlar sergilerler. Her ne kadar ülkemizde pek sevilmeseler de sahip oldukları zeka azımsanamayacak kadar iyi bir seviyededir. Gerçekte sevimli sayılmasalar da çizgi filmlerdeki rengi ve imajıyla bazılarımıza sevimli gelebilirler.
Dünyanın birçok bölgesinde yayılım gösteren bu canlıların eti çoğu dinde yasaklanmış, yenilmesi insanlara haram kılınmıştır. Belki de bu özelliği yüzünden yabani görülüp evlerden uzak tutulmak istense de bu hayvanların evcil türleri (Sus scrofa domesticus) de mevcuttur. Çiftlik hayvanı olarak beslenebilmektedirler.
[renkbox baslik="Kelaynak Kuşları Hakkında Bilgi; Kelaynak Kuşu Nedir? Özellikleri Nelerdir?" link="https://bilgihanem.com/kelaynak-kuslari-hakkinda-bilgi/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2016/03/kelaynak-hakkinda-bilgi.jpg" renk="siyah" yenisekme="evet"][/renkbox]
Doğadaki her hayvanın kendine has bir özelliği bulunduğu gibi domuzlar da bizi şaşırtacak çeşitli özellikler barındırırlar. Halk arasında bu hayvanlarla ilgili çok fazla kulaktan dolma bilgi ve inanış vardır. Kültürden kültüre ve bölgeden bölgeye farklılık gösteren bu görüşler genellikle din ve hijyen kurallarına göre biçimlenmiştir. Şimdi, yanlış bilinenleri akıllardan silmek ve onlarla ilgili tabuları yıkmak adına bu ilginç hayvanları daha yakından inceleyelim.
Domuz Nedir?
Çiftparmaklılar-çifttoynaklılar takımının “geviş getirmeyen” alt takımından ve Domuzgiller (Suidae) familyasından gelen bir memeli hayvandır. “Sus” bilimsel adına sahiptirler. Bu hayvanlar su aygırları gibi, geviş getirmeyenlerin basit mideli tek çift parmaklısıdır.
Evcil ve yaban domuzu olmak üzere iki ana gruba ayrılırlar. Büyüklükleri yaklaşık koyun kadardır. Diğer memelilere göre fazla olan diş sayıları nedeniyle ilkel memelilere benzetilir. Gözleri ve kulakları küçüktür. Tıknaz bir gövdeleri vardır. Kalın derilerindeki seyrek kıllar fırça kadar serttir. Ayrıca derilerinin altları kalın bir yağ tabakasıyla kaplıdır.
Avrasya kökenli olup son derece iri olan bu hayvanların dört parmaklı ayakları vardır. Bunlardan sadece ikisini yere basarak yürürler. Türüne göre değişen ağırlıkları bazı kaynaklarda 50-350 kilogramken; bazılarında ise 200 ile 650 kilogram arası olarak bilinir. Yine türüne göre boyları 50 cm ile 2 metre arasındadır. Hem et hem de ot olmak üzere hepçil beslenen domuzlara dünyanın birçok yerinde rastlanabilir. Özellikle yaban domuzları her bölgede bulunabiliyorken, evcil domuz ise en çok Çin, ABD ve Brezilya’da bulunur.
Doğada sürüler halinde yaşayan domuzlar; değişen çevre şartlarına duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak çok çabuk uyum sağlamaktadırlar. Bahsedilen bu adaptasyona en iyi örnek olarak pembe çiftlik domuzları gösterilebilir. Bu türlerin vahşi doğada yaşayabilmek için tüyleri uzar, renkleri koyulaşır. Buna ek olarak boyları da uzar, burun kemik yapıları evrim geçirir. Vücutlarında yeterli miktarda ter bezi bulunmadığı için bu hayvanlar çamurlar içinde yuvarlanarak serinlemeye çalışırlar.
Domuzların Özellikleri Nelerdir?
Görüntüsü ya da özellikleri ne olursa olsun dünya üzerindeki hemen her hayvan şaşırtıcı bazı özelliklere ve yeteneklere sahiptir. Hatta bazıları bu konuda en yetenekli canlı olan insanlarla dahi yarışabilir. İlginç hayvanlar arasında yer alan domuzlar bazı özelliklere sahiptir. Yayınlanan belgesellerde bu hayvanlar ve özelliklerine sıkça yer verilmiştir. Aşağıda belirtilen özelliklerin çoğu en yaygın tür olan yaban domuzlarına aittir.
Hızlı bir öğrenme kapasitesine ve sorunları kolayca çözebilen bir zekaya sahip olan bu canlılar köpeklerden bile daha zeki kabul edilirler. Yukarıda da bahsedildiği gibi değişen çevre şartlarına kolaylıkla uyum sağlayabilirler. Doğdukları andan itibaren başının çaresine bakabilen domuzların bu nedenle diğer evcilleştirilmiş hayvanlara göre hayatta kalmaları daha kolaydır.
Hayat mücadelesi onlar için dünyaya gelmeleriyle başlamaktadır. Doğduktan sonra anne domuzun memesinden en çok süt geleni seçerler ve emzirilme dönemleri boyunca başka memeden süt içmezler. Her yavru için meme seçimi farklıdır.
Çok hızlı bir gelişim gösteren bu canlıların psikolojik tepkileri de insanlarınkiyle benzerlikler gösterir. Yapılan bazı araştırmalar bunu kanıtlar niteliktedir. Bebek domuzların sütten erken kesilmeye karşı verdiği tepkiler ile insan yavrusunun tepkileri karşılaştırılmıştır. Sütten erken kesilen domuzcukların zamanında kesilenlere göre çok daha panik, agresif ve kolay stres olabilir durumda olduğu görülmüştür.
Bununla birlikte sütü erken bırakanların öğrenme ve hatırlama kabiliyetleri de zamanında bırakanlara göre daha düşük olmuştur. Çocukken yaşanılan travmaların insan hayatına olumsuz etkileri de yine domuzlar üzerinde yapılan deneyler sayesinde teyit edilmiştir. Bunlardan yola çıkarak insanlarla benzerlikler gösteren canlılar olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Doğada nadir bulunduğu için oldukça pahalı olan trüf mantarının (bizdeki adıyla domalan mantarı) elde edilmesi çok zordur. Yerin altında yetişen bu mantarlar domuzların yardımıyla çıkarılabilir. Bu ilginç hayvanların bilinen diğer özelliklerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:
- Yaklaşık 9000 yıl önce Çin’de evcilleştirilen ilk hayvanlar arasındaydı.
- Utangaç görünümünün aksine oldukça tehlikelidirler. Hareketlerini önceden tahmin etmek zordur.
- Oldukça hızlı koşabilirler.
- Fazla su içme ihtiyacı duyarlar.
- Birbirleriyle kuvvetli bir homurdanmayla ya da çığırmayla iletişim kurarlar.
- Ayak izleri keçilerinkine çok benzemektedir.
- Temasta bulunulması durumunda mikrop bulaştırabilirler, vücutta ateş gibi etkileri görülür.
- İri ve uzun başlarındaki oynak burunlarıyla çok iyi koku alırlar.
- Tat alma duyuları oldukça ileri derecededir. Böylelikle bilinmeyen nesneleri zorlanmadan tanıyabilirler.
- Görme duyuları çok iyi değildir.
- Gün içinde bulaştıkları çamuru güneş yanıklarından korunmak için kullanırlar.
- Bıraktıkları dışkıyla su kaynaklarını kirletebilirler.
- Yaralanmaları durumunda aşırı saldırgan davranışlar sergilerler.
- Boyun yapıları nedeniyle başını kolay hareket ettiremeyen ve oldukça yavaş yön değiştirebilen hayvanlardır.
- Çoğunlukla gruplar halinde yaşayan bu hayvanların yetişkin erkekleri tek yaşar.
- Gündüz saklanıp geceleri dolaşmaya çıkarlar.
- Sıcaktan çok hoşlanmazlar.
- En büyük düşmanları insandır.
Domuz Türleri Nelerdir?
Domuzgiller familyası 5 cinse ayrılan 20 farklı türden meydana gelir:
- Babyrousa: Geyik domuzu (Babyrousa babyrussa)
- Hylochoerus: Dev orman domuzu (Hylochoerus meinertzhageni)
- Phacochoerus: Düğmeli Afrika domuzu (Phacochoerus aethiopicus), Düğmeli domuz (Phacochoerus africanus)
- Potamochoerus: Çalı domuzu (Potamochoerus larvatus), Irmak domuzu (Potamochoerus porcus)
- Sus: Sakallı yaban domuzu (Sus barbatus), Vietnam yaban domuzu (Sus bucculentus), Visaya yaban domuzu (Sus cebifrons), Selebes yaban domuzu (Sus celebensis), Evcil domuz (Sus domestica), Flores yaban domuzu (Sus heureni), Filipin yaban domuzu (Sus philippensis), Cüce yaban domuzu (Sus salvanius), Bayağı yaban domuzu (Sus scrofa) Türkiye, Timor yaban domuzu (Sus timoriensis), Cava yaban domuzudur (Sus verrucosus).
Bu türler arasından bazılarını açıklamamız gerekirse:
Düğmeli Domuz (Phacochoerus africanus)
Afrika’da bulunan bir yaban domuzu türüdür. Bu türe ait erkek üyelerin göz yakınında bir çift düğmeye benzer çıkıntı bulunur. Bu sebeple bu ismi almışlardır.
Mevcut alt türleri dört tanedir:
- Kuzey düğmeli domuzu (Phacochoerus africanus africanus)
- Eritria düğmeli domuzu (Phacochoerus africanus aeliani)
- Orta Afrika düğmeli domuzu (Phacochoerus africanus massaicus)
- Güney düğmeli domuzu (Phacochoerus africanus sundevallii)
Sakallı Yaban Domuzu (Sus barbatus)
Bazı kaynaklar Filipinler’in Balabac, Palawan ve Calamian adalarında bulunan bir türü sakallı domuz türlerinin alt türü olarak ele alınmaktadır. Yağmur ormanları, mangrov bataklıkları ve ikincil ormanlarda yaşayan sakallı yaban domuzları 100-165 cm uzunluğundadır. Yüzünün iki yanından çıkan sakallarıyla kolayca ayırt edilebilirler.
Ağırlıkları yaklaşık olarak 150 kilogramdır. Koyu kahverengi-gri kürkleri olmakla birlikte yaşayan bütün domuz türlerinden daha ince bir bedene uzun bir kafa yapısına sahiptir. Fillerdekine benzer olarak kuyruğunun iki tutamlı olması da familyada yalnızca bunlara özgüdür.
Evcil Domuz (Sus scrofa domesticus/Sus domesticus)
Daha iri, çift toynaklı olup yaban domuzu ve diğer domuz türlerinden farklı bir türdür. İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelenda’da yaygın olan Berkshire; İskandinav bölgesinde yaygın olan Landrace ve İspanya’da bulunan Keltik başlıca evcil domuz türlerindendir. Genellikle çiftliklerde et üretimi için yetiştirilir. Verimli bir hayvan olup etinden faydalanılır; sert tüyleri fırça yapımında, sağlam ve kolay işlenen derisi de endüstride kullanılmaktadır. Eti parazit barındırdığından çok iyi pişirilmelidir. Bu hayvanlar, adının evcil olmasına aldanılarak evde tutulmamalıdır.
Cüce Yaban Domuzu (Porcula salvania)
Koyu kahverengi olup 55-71 cm uzunluğundadır. Eski zamanlarda Hindistan, Nepal ve Bhutan’da yaşamış, günümüzde ise soyu tükenmek üzere olup sadece Assam’da bulunan bir türdür. Yaklaşık 150 adet kalmışlardır.
Yaban Domuzu (Sus scrofa)
Ülkemizde ve dünyada bulunan en yaygın tür olduğu için yaban domuzlarını biraz daha detaylı inceleyeceğiz:
Evcil domuzun vahşi ataları olarak sayılan bu canlılar dünyanın her yerinde bulunabilir. Özellikle kurtların ve ayıların az olduğu yerlerde sıkça görülürler. Vücutları siyah renkli sert kıllarla kaplıdır. Gündüzleri ağaç altlarında dinlenip iki yandan şişkin gövdelerini çamura bulayarak böcek ve asalaklardan korunmaya çalışırlar. Kendilerine has burun yapılarıyla topraktaki kökler, yumrular, leşler veya küçük hayvanları kolayca bulup bunlarla beslenirler.
Yiyeceğini bulmak amacıyla toprağı kazıp eşelenmesi ormana sağladığı en büyük faydadır. Fakat nüfusları ormandan beslenemeyecek kadar kalabalık olduğunda, yakındaki köy ve kasabalara giderek oradaki ekili tarım alanlarına zarar verebilirler. Bu sebeple çok hızlı üreyen bu canlıların nüfusu kontrol altında tutulmaya çalışılır.
15-20 bireyden oluşan sürüler halinde yaşamlarını sürdüren hayvanların dişilerine beniş; yavrularına ise pijamalı, moza veya potak denir. Sürülerinde çiftleşme zamanları haricinde yalnızca dişiler ve yavrular bulunur. En iri dişi (beniş) sürünün lideridir ve sürü yürüdüğünde daima en önde bulunur. Önde bulunan dişileri orta kısımda yürüyen yavrular takip eder. Sürünün sonlarında ise genç erkekler bulunur.
İkisi alt çenede, diğer ikisi üst çenede bulunan dört adet güçlü azı dişe sahip olan ve bu nedenle azılı adı verilen erkek yaban domuzları sürüden ayrı, yalnız yaşarlar. Sadece çiftleşme zamanlarında dişileri bulurlar. Her ne kadar “eşlerini kıskanmayan hayvan” olarak bilinseler de bunun aksine dişileri için ölümüne kavga ederler.
Azılı, azı dişlerini uzadıkça birbirine sürterek ya da ağaçlar yardımıyla kırar. Çünkü bu dişler fazla uzadığında hayvanın ağzını açmasına engel olabilir. Bu dişler aynı zamanda avlanmalarına yardımcı olup silah olarak da kullanılır.
Uzun tüylü kürkü sayesinde oldukça sert çalıların arasına bile girip derisini bir zırh gibi kullanır. Gündüzleri sert çalılardan yaptığı yatakta dinlenirken, gece vakitlerinde beslenmeyi tercih ederler. Özellikle dolunayın çıktığı gecelerde dolaşmayı seven bu yabani hayvanlar kısa bacaklarına ve hantal yapılarına rağmen oldukça hızlı koşabilirler.
Domuzlarda Beslenme
Daha önce de belirtildiği gibi hepçil olarak beslenen domuzlar bitki ve bitki köklerini, yeşil bitkileri, yumru, tohum, kuş yumurtası, yemek artıkları, hayvan ölülerinden kalan artıkları, leşleri, küçük kemirgenleri, böcekleri, solucanları, salyangoz ve kurtları kısacası akla gelebilecek her türlü şeyi büyük bir iştahla yerler.
Hem bitkisel hem de hayvansal beslenme yaparlar yani omnivorlardır. Mantar, meşe, kayın, kestane meyveleri, kozalak, filiz de besin olarak tükettikleri arasındadır. Patates, turp gibi bitkilerin köklerini söküp zarar verebilirler.
Domuzlarda Üreme
Çok hızlı üreyen bu canlıların çiftleşme mevsimleri olan Kasım-Ocak ayında erkekler birbirleriyle şiddetli kavgalar ederler. Bu kavga dişiyi alabilmek içindir. Dört ay kadar süren gebelikten tek seferde 10-14 (bu sayı her kaynakta değişmekle birlikte) yavru meydana gelir. Mart-Mayıs ayları arasında; yaprak, ot ve yosundan yapılmış yuvalarında doğum yaparlar.
Genellikle 2-7 adeti canlı kalır. Yavrular, bir hafta gibi kısa bir sürede ilk ağırlıklarının iki katına ulaşırlar. Anneleri küçük domuzcukları ilk 2-3 hafta hiç yalnız bırakmaz, dış tehlikelerden sakınır. İlk doğduklarında üst kürkü gelişmediğinden alt kürkteki sütlü kahverengi çizgili deri görülür. Yavru 6 aylık olana üst kürk gelişmez. Her yeni doğan dişi yavru 6-8 ay içinde üreme çağına gelir.
İki aylık olan yavrular yuvadan çıkıp yem aramaya başlar. Yedi aylık olduğunda ise anneden tamamen bağımsız olarak hayatını devam ettirir. Bu çağlarda rengi kırmızıya çok yakındır. Bir yaşına geldiklerinde kendilerine özgü renge bürünen domuzların doğada azami 9-13 yıl ömürleri vardır. Bir alt türünün 27 yıl yaşadığı da kayıtlara geçmiştir. Doğal ortamdaki ölümleri çoğunlukla avlanma yüzünden olmaktadır.
Domuzların Yaşam Alanları
Dünyaya en geniş şekilde yayılmış memelilerden olup batı Avrupa’dan başlayıp Japonya ve daha doğuya kadar gider, güneyde ise Endonezya’dan yağmur ormanlarına kadar ulaşırlar. Çoğunlukla Avrupa, Amerika, Asya ve Kuzey Afrika’da bulunup Avustralya, ve Antarktika kıtaları hariç hemen her bölgede yaşamaktadırlar. Türkiye’de ise hemen her bölgede bulunurlar.
Ormanlık alanlar, çalılar, bataklık bölgeleri yaşam alanı olarak seçip yakınlarında bir su kaynağına ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle sulak bölgeleri daha fazla tercih eden domuzlar, kuru bölgeleri sevmezler.
Domuz Etinin Bilimsel İncelemesi ve Sağlık Açısından Değerlendirilmesi
Bu hayvanın etinin yenmesi özellikle Müslüman ülkelerde çoğunlukla yasaktır. Çünkü domuz etinin pis, hastalıklı, mikroplu olduğu bilinip tüm tartışmalar bunların etrafında dönmektedir. Halk arasında “domuzların pislik, hatta kendi dışkılarını dahi yemesi ve dışkı içinde yaşamaları” bu hayvanların etini yememek için en geçerli sebep olarak gösterilebilir.
Hatta domuzların eşlerini sahiplenme-kıskanma duygusundan yoksun olup bu hayvanın etini yiyen insanlarda da bu duyguların köreleceğine dahi inanılır.
Sağlık açısından da oldukça zararlı olduğu konuşulan domuz eti genellikle evcil domuzdan (Sus domesticus) elde edilir. Birçok ülkede severek tüketilmektedir. Hatta dünya çapında en yaygın tüketilen et türleri arasında yer almaktadır. Çoğunlukla pişirilerek yenen bu et farklı kültürlerde çiğ ya da az pişmiş olarak da tüketilebilir. Ayrıca sosis, salam, jambon gibi ürünlerin yapımında kullanılır.
İçeriğine bakacak olursak domuz etindeki protein miktarı sığır etine göre düşük; tavuk etine göre ise yüksektir. Çok yağlı bir et olan bu besin, çoğu ülkede “kırmızı et” grubuna girer. B1 yani tiyamin denen kimyasalı da içinde barındırır. Doymuş yağ oranının fazla olması dışında bütün değerleri bakımından zengin bir et türü olduğu söylenebilir.
Kur’an-ı Kerim’de domuz etinin yenmesi haram kılınmıştır. Müslümanlar dışında Museviler de haram bilerek bu eti tüketmezler. Hatta ilkçağlardan Mısır ve Fenikeliler de bu eti zararlı bilerek yememişlerdir.
Çok yağlı olan bu etin tüketimi sonucunda fazla yağ yemenin bir sonucu olarak atardamarlarda sertleşme, yüksek tansiyon, kanın artması ve bağ dokusu dolaşım bozuklukları, kalp koroner damarlarının kireçlenerek daralması gibi tehlikeli sağlık sorunları görülebilir. Araştırmacılar çok yağlı gıdaların özellikle de domuz yağının olumsuz etkilerini belirtmiş, bu rahatsızlıklara eklenen yorgunluklarla ölüme kadar gidebileceğini izah etmişlerdir.
Bu hayvanların etinde bulunan bol miktarda sümüksü bağ dokusu sinirlere, kaslara, kıkırdaklara yerleşir ve romatizmaya neden olur. Antrite, cortrozlar, omurlararası bağ dokularının sümükleşmesine de sebebiyet verir. Sümüksü bağ dokusunun bir sonucu olarak bol miktarda kükürt de etin yapısında bulunur.
Büyüme hormonu da iltihaplanma ve doku şişkinliklerinin sebebidir ve bu hormon da domuz etinde fazlaca bulunur. Kanserin gelişmesine neden olan bu hormon ve tipik kanseri meydana getiren zehri yani benzopireni de içerir. Bu zehir, domuz eti kızartılırken çıkan buharda bulunmaktadır.
Kaşıntı hissi uyandıran domuz eti; kan çıbanı, şirpençe, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplardamarda iltihaplar, kadınlarda görülen beyaz akıntı, abse ve egzama, dermatit, nörodermit gibi çeşitli deri hastalıklarına neden olmaktadır. Yine bir başka deri hastalığı olan ve ayaklarda yaralarla kendini gösteren “tropik ülserulcus crius” da bu hayvanların etinden bulaşmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da yaşanan kıtlık nedeniyle domuz bulunup yenemiyordu ve bunun sonucunda belirtilen bu hastalıkların sayısında ciddi azalmalar görülmüştü. Fakat domuz eti tüketiminin artmasıyla bu hastalıklara yeniden sıkça rastlanır oldu.
Grip virüsü de domuzların akciğerinde yaşar ve etinin tüketilmesiyle grip salgınlarını alevlendirir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında halk arasında savaşta ölenlerden çok gripten ölen insanlar bulunmaktadır. Bahsedilen bu salgın, bu türde bir grip salgınıdır.
Erkek domuzlar kesilmeden önce kısırlaştırılır. Aksi takdirde et, pis kokusundan dolayı yenilemeyecek durumdadır. Altı yıldan fazla yaşayan domuzlar muhakkak kansere yakalanır. Bu nedenle uzun süre yaşamalarına olanak verilmez.
Domuz etinin yenmesiyle ortaya çıkan bazı ciddi hastalıkları sıralayacak olursak:
- Kolesterol
- Kanser
- Histamin ve imidazol cisimleri
- Kaşıntıya sebep olanlar: Ürtiker, herpes, dermatit, egzama vb.
- İltihaba yol açanlar: Kan çıbanı, şirpençe, apandisit, kolanjit, kolesistit, tromboflebit, fluor ablus, flegmonlar vb.
- Büyüme hormonu (fazla şişmanlık, obezite vs)
- Romatizma, sümüksü maddelerin sinirlerde, kıkırdaklarda, kas kılıflarında depolanması
- Hipertansiyon, polisitemi
- Grip virüsü
- Karaciğerdeki öldürücü siroz hastalığı.
Etinde bulunan birçok parazitin insanlara geçtiği bilinen bu hayvan İslamiyette yasaklandığı için Türkiye’de yetiştirilmez. Yabani ortamlardaki domuzlar bazen tarım alanlarına zarar verdiği için bütün yıl avlanmaları mümkündür.
[renkbox baslik="Armadillolar Hakkında Bilgi; Armadillo Nedir? Özellikleri Nelerdir?" link="https://bilgihanem.com/armadillo-hakkinda-bilgi/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2019/02/armadillo-hakkinda-bilgi-nedir-ozellikleri-1024x598.jpg" renk="mavi" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Kur’an-ı Kerim’de domuzlar hakkında yer alan ayetlerden bazılarını sizlerle paylaşalım:
“Şöyle ki, Kur’an-ı Kerim’de yemesi haram olanlar; leş ve akıcı kan ve pis hınzır (domuz) ve Allah’tan başkasının adı ile kesilmiş olandır. (En’am suresi: 145)
"O, size ölüyü (leşi)-kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı." (Bakara suresi: 173)
“Resulullah efendimiz fetih yılı Mekke’deyken buyurdu ki: “Allah ve Allah’ın Resulü şarabın, leşin, domuzun, putların alınmasını ve satılmasını haram kıldı.”
Domuzların Bilimsel Sınıflandırması
Alem: Animalia (Hayvanlar)
Şube: Chordata (Kordalılar)
Sınıf: Mammalia (Memeliler)
Takım: Artiodactyla (Çift toynaklılar)
Alt takım: Suina (Domuzumsular)
Familya: Suidae (Domuzgiller)
Cins: Sus