Adile Naşit Kimdir? Hayatı ve Filmleri

Adile Naşit Kimdir? Hayatı ve Filmleri

Kendisi, Yeşilçam komedi filmlerinin olmazsa olmazıdır. Koşar adımlarla yürüyüşüyle, sempatik tavırlarıyla, içten gülüşüyle izleyicileri ekran başına kilitler. Bu yazımızda bir neslin annesi, elma yanaklı tonton teyzemiz Adile Naşit’i tanıyacağız.

Melisa Yıldız

Adile Naşit, Türk sinemasının gelmiş geçmiş en ünlü kadın oyuncularından biridir. 1.49 cm’lik boyuyla sempatik tavırlar sergilediği sanat hayatında çok sayıda projede bulunmuştur. Yaşadığı evlat acısıyla annelik adeta onun eteklerinden dökülür.

Unutulmaz rol arkadaşı Kemal Sunal, Münir Özkul ve Ayşen Gruda gibi isimlerle çok kez birlikte çalışmıştır. 1978 yılında Uluslararası Sanat Gösterileri’nin tiyatro ve müzikallerinde yer almıştır. Yeşilçam’ın unutulmaz yüzlerinden biridir. Tiyatro ve sinemaya katkılarıyla çok değerli bir sanatçıdır.

[renkbox baslik="Türkan Şoray Kimdir? Hayatı ve Filmleri" link="https://bilgihanem.com/turkan-soray/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2019/04/turkan-soray-kimdir-hayati-filmleri-1024x597.jpg" renk="kirmizi" yenisekme="evet"][/renkbox]

Tüm rollerinde eksik etmediği samimiyeti, neşesi ve tükenmeyen hayat enerjisiyle hep içimizden biri olmuştur. Naşit; Hababam Sınıfı’nın Hafize Ana’sı, Neşeli Günler’in çılgın turşucu Saadet Hanım’ı ve bir dönem çocuklarının Masalcı Teyzesi’dir. Aşağıda bu efsanevi ismin hayatına dair detayları bulabilirsiniz.

Adile Naşit Kimdir?

Adile Naşit Kimdir?Adile Naşit veya asıl adıyla Adela Özcan, Türk sinemasının unutulmaz oyuncularından biridir. Aynı zamanda tiyatrocu ve televizyon sunucusudur.

17 Haziran 1930 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Annesinin tiyatro oyuncusu Amelya Hanım, komedyen babasının ise Komik-i Şehir Naşit (Naşit Özcan) olduğu bilinir.

Adile Naşit doğduğunda anne ve babası ona Adela Özcan adını verdi. Adile’nin annesi, anne tarafından Ermeni, baba tarafından Rum kökenliydi.

Adile Naşit’in Hayatı

Adile Naşit’in HayatıÜnlü sinema oyuncusu Adile, hayatını adadığı mesleğini doğuştan seçmiş sayılırdı. Çünkü çocukluğunu sanatla dolu bir ailede geçirmişti.

Aile üyeleri sanatla ilgilenen Adile’nin dedesi Kemani Yorgo Efendi, anneannesi de o dönemin en ünlü kantocularından Küçük Verjin’di. Adile’nin Selim adındaki abisi de tiyatro oyunculuğu yapıyordu.

Sanatla iç içe olan Adile’nin yıllar sonra hayatını birleştireceği Ziya Keskiner de bir tiyatro sanatçısıydı. Çocukluğunu ailesiyle bir arada geçiren Adile, huzur içinde büyüdü.

Fakat eğitim hayatını henüz 14 yaşında bitirecekti. Onun acıyla tanışması gencecik bir kızken babasının ölümüyle oldu. Babası vefat eden Adile okulu bırakmak zorunda kaldı ve buruk bir hayat yaşamaya başladı.

Okulu bıraktıktan sonra Kasımpaşa’da bayrak üreten bir tekstil firmasında çalışmaya başladı. Kardeşi Selim ise Dolapdere’de bir kaportacının yanına çırak olarak girdi.

Anneleri Amelya Hanım ise meze yapıp meyhanelere satıyordu. Ancak Adile’nin ve Selim’in aklı tiyatrodaydı.

Tiyatro Dünyasına Girişi

İstanbul Şehir Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu’na girdi. Komedyen babasının izinden giderek o da izleyicileri güldürecekti.

“Her Şeyden Biraz” adlı oyun ile Halide Pişkin Tiyatro Grubu sayesinde sahnelerle tanıştı. Babasından aldı muhteşem yeteneğiyle enerjisini harmanladı, büyük beğeni aldı.

Bu ilk adımı, onun güler yüzüyle anılacak bir isim olacağının ilk sinyalleriydi. Fakat tasdik için zamanın da onayı gerekiyordu.

Tiyatroda Uzmanlaşması

Oynadığı ilk oyunla başarıyı yakalayan Adile, İstanbul turnesine çıktı. Ardından Muammer Karaca Tiyatrosu’na girdi.

Oyunculuk yeteneği bir yana, utangaç ve mütevazi bir kişiliği vardı. Bu yönüyle çok seviliyordu.

1948 yılında, 18 yaşındaki Adile, Aziz Basmacı ve Vahi Öz ile birlikte bir tiyatro grubu kurdu. Grup birlikte turnelere çıkmaya başladı.

3 yıl devam eden bu birliktelikle Adile iyice ustalaşmış ve tiyatro alanında ün kazanmıştı. 1954 yılında Muammer Karaca Tiyatrosu’na döndü. 1960’a kadar burada kalacaktı.

Sinema Dünyasına Adım Atması

Tiyatro sahnelerindeki oyunculuk başarısı, onun sinemaya da adım atmasını kaçınılmaz kılıyordu. 1947 yılında Seyfi Havaeri’nin yönettiği “Yara” adlı filmle sinemaya giriş yaptı.

Bu ilk adımından sonra 1948 yılında Adile, dönüm noktasını yaşayacaktı. “Lüküs Hayat” ile kendisine has gülüşü, verdiği neşe ve yarattığı karakterle çok beğenilmişti.

Artık Türkiye’nin sevgilisi Adile Naşit olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Büyük ilgi görmüştü.

Evliliği

Kendisi gibi tiyatro sanatçısı olan Ziya Keskiner ile büyük aşk yaşayan Adile, 1950 yılında onunla hayatını birleştirdi. Ziya Bey kendisinden 20 yaş büyüktü. Çift birbirini seviyordu ve mutlulardı.

1952 yılında oğulları Ahmet’i kucaklarına almalarıyla mutlulukları arttı. Ahmet’in sağ yanağında karakteristik bir beni vardı.

Adile’nin Oğlu Ahmet

Ahmet okul çağına geldiğinde mutluluklarının üzerine düşen gölge, çocuk ikinci sınıftayken gerçekleşti. Ahmet rahatsızlanması sonucu hastaneye kaldırılmış ve aile Ahmet’in kalbinin doğuştan delik olduğunu öğrenmişti.

Uzun yıllar okula gidemeyen Ahmet zorluklarla ortaokul çağına geldi. Ortaokul bitirme sınavları sırasında kalbindeki rahatsızlık arttı ve ameliyat olması gerekti.

Fakat o zamanların şartlarına göre ameliyat Amerika’da yapılıyordu. Adile’nin ve Ziya’nin masrafları karşılayacak maddi imkanı yoktu.

Sanat camiasında çok sevilen Adile’nin sanatçı dostları duruma müdahale etti. O dönemde gereken miktar 100 bindi. Sanat dünyası, tiyatrolar, gazeteler bunu konuşuyordu.

İstanbul Tiyatroları bir gecelik gelirini aileye bağışladı. Buna ek olarak “Gece Yarısı Tiyatrosu” düzenlendi.

O dönemin ünlü gazeteleri de paranın kalanını toparlamak amacıyla kampanyalar başlattı. Ve ameliyat için yeterli para artık hazırdı.

Oğlunun Ölümü

Ahmet’in ameliyatı iyi geçmişti, iyileşmesi beklenirken bir gün beklenmeyen bir talihsizlik gelişti. Komaya giren Ahmet’in anne ve babası büyük üzüntü içindeydi.

16 Haziran 1966’da Adile’nin biricik oğlu hayata gözlerini yumdu. Girdiği komadan çıkamadı. Üstelik ertesi gün annesi Adile’nin doğum günüydü.

Adile Naşit, oğlu Ahmet’in ölüm haberini İzmir’de bir oyunundan önce aldı. Üzüntüyle kahrolan büyük sanatçı, gözyaşlarını içine akıtarak seyirci karşısına çıktı.

Hayatının belki de en büyük acısını yaşarken her zamanki neşeli halleri ve şen kahkahasını eksik etmedi. O üzüntüsüne rağmen seyircisini güldürmeyi başardı.

Mesleğine duyduğu aşkı en iyi kanıtladığı günlerden biri olan oğlunun ölüm günü, tüm hayatının değişeceği gündü. İçten gülüşlerinin ardında oğlunun hasretinin ve yasının ilk günkü tazeliğini gizliyordu.

Oyunun bitiminde İzmir’den İstanbul’a dönen Adile, perişan durumdaydı. Artık hayatında oğlu yoktu. Bir daha asla uçağa binmeyecek ve doğum gününü kutlamayacaktı.

Tiyatroya, sinemaya ve çocuklara hayatını adadı. Çocuklara duyduğu aşırı sevgi belki de oğlunun özlemindendi.

Tiyatro Hayatının Devamı

1961 yılında eşi Ziya ve abisi Selim ile birlikte Naşit Tiyatrosu’nu kurmuşlardı. Fakat bu tiyatro sadece 2 yıl ayakta kalabildi.

Adile, 1963 yılında Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosu’na katıldı. 1975’e kadar uzun bir süre burada kaldı.

Başarı gösterdiği tiyatro oyunlarının yanında müzikallerde de yer alıyordu. Hisseli Harikalar Kumpanyası, Şen Sazın Bülbülleri, Neşe-i Muhabbet ile fazlaca beğeni toplamıştı.

70’li Yılları

Adile Naşit, çok önceden sinemaya giriş yapmış olsa da 1970 yılından sonra sinema filmlerinde daha çok görülmeye başladı.  Bu yıllarda dönemin unutulmaz sanatçıları Kemal Sunal, Tarık Akan, Ayşen Gruda ve Münir Özkul ile çalıştı.

Daha fazla ün kazanıyordu. Özellikle 1974-1975 yıllarında arka arkaya rol aldığı Salak Milyoner, Mavi Boncuk, Ah Nerede, Delisin ve Bizim Aile filmleriyle akıllara kazındı.

1976’da “İşte Hayat” adlı filmde rol aldı. Bu filmdeki başarısı ona Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü getirdi.

Ertem Eğilmez’in yönetmenliğinde, Rıfat Ilgaz’ın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı’ndan uyarlanan seride Hafize Ana karakteri onu adeta efsane bir isim yaptı. Ertem Eğilmez ve Kartal Tibet birlikte en çok iş yaptığı iki ünlü yönetmendi.

Unutulmaz rol arkadaşı Münir Özkul ile başrolleri paylaştığı filmlerinde anne karakteri onu daha da ünlü yaptı. Annelik zaten kanayan yarasıydı, o yaranın kabuk bağlamasına hiç izin vermedi.

Annelik içgüdüsü ve evlat acısıyla mesleğini bütünleştirdi. Çocukları çok seviyordu.

Masalcı Teyze Oluşu

1980 yılında TRT Ankara Televizyonu prodüktörlerinden İlhan Şengün, ünlü oyuncuya “Uykudan Önce” adlı televizyon programını teklif etti. Dönemin çocuklarına televizyon ekranlarından masallar okuyacaktı.

Çocuk sevgisini böylelikle bir kez daha gözler önüne seren Adile, ölen oğlunun fotoğrafına bakarak okuduğu masalları artık kuzucuklarına okuyacaktı. Program, bir dönem onun masallarıyla büyüyen çocuklar tarafından çok beğenildi.

1983 yılında da “Adile Teyze” adlı filmde rol aldı. Sevecen anne rolünde oğlunu kaybetmesinin etkisi büyüktü.

Yılın Annesi Seçilmesi

Rol aldığı tiyatro oyunları ve sinema filmlerinde “anne” karakteri onunla artık özdeşleşmişti. Kendine has çoğu özelliğini tüm gerçekliğiyle izleyiciye yansıtmayı başarıyordu.

Türk sinemasının en unutulmaz isimleri arasında yerini koruyan Naşit, hayran kitlesinin arasına annelik yaptığı kuzucuklarını da katmıştı. Bu sevgi ve yoğun ilgi onun 1985 yılında “Yılın Annesi” seçilmesini beraberinde getirdi. Hayatının en özel ödülünü almıştı.

Eşinin Ölümü ve İkinci Evliliği

Sevdiklerini birer birer kaybeden usta oyuncu, 1982 yılının Temmuz ayında çok sevdiği eşi Ziya Keskiner’i sonsuzluğa uğurladı. Onun ölümü de Adile’yi derinden üzmüştü.

Eşi Ziya’nın vefatının ardından 16 Eylül 1983 tarihinde Cemal İnce ile gizlice ikinci evliliğini yaptı. Özel hayatının hep gizli kalmasını tercih etti.

Ölümü

Sempatik tavırlarıyla gönüllerde taht kuran Adile Naşit, bağırsak kanserine yakalandı. Kanserle mücadele ederken bile mesleğini ve çocukları hiç ihmal etmedi.

Fakat bünyesi kansere dayanamayarak 11 Aralık 1987 tarihinde hayata veda etti. 13 Aralık 1987’de Şişli Camii’nde cenaze töreni düzenlendi.

Karacaahmet Mezarlığı’na, eşi Ziya ile oğlu Ahmet’in yanına defnedildi. Ölümü sanat dünyasını yasa boğdu.

Özellikle sanat yaşamının ve iyi bir insan olmanın hakkını vermiş usta oyuncu, 57 yaşında aramızdan ayrılmıştı. Çok sevdiği oğlu ve eşine kavuştu.

[renkbox baslik="Perihan Savaş Kimdir? Hayatı Hakkında Bilgi" link="https://bilgihanem.com/perihan-savas-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/11/perihan-savas-hayati-hakkinda-bilgi-1024x597.jpg" renk="siyah" yenisekme="hayir"][/renkbox]

Adile Naşit’in Filmleri

Adile Naşit’in FilmleriKendine özgü hal ve hareketleriyle gönüllerde taht kuran Adile Naşit 57 yıllık hayatına çok başarılı bir sinema kariyeri sığdırmıştır. Hayatı boyunca çok sayıda filmde oynayan ünlü oyuncunun tüm filmlerini burada açıklamamız ne yazık ki mümkün olmadı. İşte genellikle komedi filmlerinde rol alan efsanevi sanatçının bazı ünlü filmleri:

Ah Dede Vah Dede

Adile Naşit’in Filmleri1976 yapımı bu film Nuri Akıncı yönetmenliğindedir. Başrollerinde Adile Naşit ve Ali Sururi yer alır.

Adile Naşit Nuriye karakterine hayat verir. Filmde tekne sahibi iki aile büyüğü arasındaki gerilim ve gençlerin yaşadığı aşk anlatılır.

Kibar Feyzo

Adile Naşit’in FilmleriKasım 1978’de gösterime giren bu film Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğindedir. Başrollerde Kemal Sunal, Müjde Ar, Şener Şen ve Adile Naşit yer alır.

Filmde askerden dönen Feyzo’nun Gülo’ya talip olması anlatılır. Gülo’ya talipler fazla olunca babası başlık parasını artırır.

Başlık parasının yarısı borç olmak üzere Gülo, Feyzo’nun üstüne kalır. Feyzo borcunu ödemek için çalışmak zorunda kalacaktır.

Davaro

Adile Naşit’in Filmleri1981 yapımı bu filmin yönetmenliğini Kartal Tibet yapmıştır. Davaro ve Hıyarto aileleri arasındaki kan davası konu edilir.

Uzun yıllardır Almanya’da çalışan Memo, Cano ile evlenmek ister. Töreler gereği birtakım olaylar yaşanır.

Adile Teyze

Adile Naşit’in Filmleri1983 yılında gösterime giren bu film Alev Akakar yönetmenliğindedir. Birçok ünlü oyuncunun bir arada rol aldığı bu film, senaryosu gereği izleyicilerden beklenen beğeniyi toplayamamıştır.

Aile Pansiyonu

Adile Naşit’in Filmleri1987 yılında gösterime giren bu film Kartal Tibet yönetmenliğindedir. Başrollerde Adile Naşit, Ayşen Gruda, Münir Özkul ve Erol Günaydın yer alır.

Filmde Adile Ana ekonomik sorunlar yaşamaktadır. Bunun üzerine bütün mahalle bir araya gelerek eski bir köşkü pansiyon haline getirirler.

Hayat, Adile Naşit’i aşkla bağlandığı ve yaralandığı yerde tutmuştur. Tiyatro ve sinemaya aşkla bağlı kalmış, evladını kaybetmesinin üzüntüsü onun kahkahalarına mani olmamıştır. Güçlü ve utangaç kişiliğini rol aldığı filmlere de yansıtmayı başarmıştır. Ankara Çankaya’da onun adına yapılan parktaki Adile Naşit büstü onun halktaki yerinin en güzel örneğidir.
Adile Naşit’in neşeli tavırları ve kendine özgü gülüşü sizi eğlendiriyor mu?
Adile Naşit’in en beğendiğiniz filmi hangisi?
Değerli sanatçının bugüne kadar canlandırdığı karakterlerden en çok hangisini sevdiniz? Neden?
       


Okur Yorumları