Didem Madak Kimdir? Hayatı, Şiirleri ve Sözleri

Didem Madak Kimdir? Hayatı, Şiirleri ve Sözleri

Genç yaşta veda ettiği hayatına, doyamadığı Füsun’una ve çektiği acılara yazdığı şiirlerle tanıdık onu. Hayat ona ne yazık ki çok adaletli davranmadı, o da kendini şair olarak buldu. Bu yazımızda çiçekli şiirler yazan kadın Didem Madak’ı tanıyacağız.

Melisa Yıldız

Yakın dönemde yaşamış kadın şairlerimizden Didem Madak, aslında şair olmayı ya da şiir kitapları çıkarmayı düşünmüyordu. Yaşadığı hayat ve annesinin şiir defteri onu şiir yazmaya yönlendirdi.

Ele aldığı temalar zerre kadar mutluluk barındırmasa da o, yaşadıklarını eserlerine yansıttı ve böylelikle milyonlarca okuyucunun hayranlığını kazandı. Edebiyatımıza çiçekli şiirler kazandıran kadın, birçok hemcinsine örnek oldu.

[renkbox baslik="Şair Eşref Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/sair-esref-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/02/sair-esref-kimdir-hayati-hakkinda-bilgi-1024x597.jpg" renk="kahve" yenisekme="evet"][/renkbox]

Şiirlerinde feminen bir doğa hakim olup açık ve yalın bir anlatımı vardır. Adeta içinden ne geçtiyse kaleme dökmüştür. Tıpkı kendi kaderi gibi küçük kızı da onun ölümüyle annesizliği erkenden tattı. Onun şiirleri ruhumuzun aynasıydı.

Didem Madak Kimdir?

Didem Madak Kimdir?Didem Madak, henüz çok genç yaşta aramızdan ayrılmış Türk kadın şairdir. Kısacık hayatına hüzünlü birçok şiiri sığdırmıştır. Kendi deyimiyle, ütüsüz ve buruşuk bir ruhun şairidir.

Şiirleri pek çok farklı yerde yayımlandı. Ludingirra, Akatalpa, Öküz ve Sonbahar gibi dergiler şiirlerinin bu yayım yerlerinden bazıları oldu.

8 Nisan 1970 tarihinde dünyaya geldi. Annesi Füsun Hanım, Didem’in doğumundan 6 yıl sonra Didem’in şiirlerinde geçen “uzun siyah saçlı kız” Işıl’ı dünyaya getirdi.

Anne ve babaları öğretmen olan iki kız kardeş, çok iyi anlaşıyorlardı. Kardeş olmanın yanında bir arkadaş gibilerdi. Didem, hayatının en mutlu dönemlerini kız kardeşiyle oyunlar oynadığı ve anneleri yanı başında olduğu zamanlarda yaşadı. Ancak ileride Didem Madak için hayat çok da kolay olmayacaktı.

Henüz çok küçük yaşta tattığı ölüm acısı, onu olgunlaştırdı ve zamanla  şair olmaya itti. İçindeki anne özlemini bir türlü dindiremedi, çok yalnız kaldı. Hayatı boyunca hep anne özlemi çekti.

Didem Madak’ın Hayatı

Didem Madak’ın HayatıÜnlü şairin çocukluğunun mutlu geçtiği söylenemez. 12 Eylül zamanında babası okul müdürüyle tartışır ve öğretmenlik yaşamına Uşak’ta devam etmek zorunda kalır.

Fakat annelerinin tayini çıkmaz ve o da kızlarıyla birlikte Burdur’da kalır. Ülke bu dönemlerde zor bir süreçten geçtiği için korku dolu günleri yalnız başlarına atlatmak zorunda kalırlar.

Anneleri bir gece onları hışırtılarıyla uyutmaya engel olan arka bahçedeki mısır yapraklarının hepsini bir makasla keser. Didem’in şiirlerinde yaşadığı her anıdan bir iz bulunur. Bu olaya da dizelerinde yer vermiştir.

Bazı kaynaklarda Madak’ın ortaöğrenimini İsviçre’de tamamladığı yer alır. Yine kaynaklara göre farklılaşan bilgilerde Long Beach Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun olduğu yazar. ODTÜ’de yüksek lisans yapıp Boğaziçi Üniversitesi’nde akademisyenlik yaptığı da bu bilgiler arasındadır.

Annesini Kaybettiği Dönemler

Henüz 13 yaşında bir kız çocuğu olan Madak, 38 yaşındaki annesini kolon kanseri sebebiyle kaybetti. Büyük sarsıntı yaşayarak hayatını devam ettirmeye çalıştı. Bir daha eski mutlu zamanlarına geri dönemeyeceğini daha o dönemlerde anladı.

Annesinin vefatından kısa süre sonra iki kız kardeş babalarının yanında farklı bir yaşama başladı. Annesinin yokluğu canını çok yaksa da hayata bir şekilde tutundu.

Kısa zaman sonra babaları ikinci evliliğini yaptı. Bu evliliği Didem ile babasının arasına büyük bir mesafe koydu.

Derin üzüntü içindeki Didem ve kız kardeşi Işıl, bir gün annelerinden onlara bir şey kalmadığından yakındı. Bunun üzerine teyzeleri onlara çok kıymetli bir hediye verdi; annelerine ait el yazması bir şiir defteri ve Varlık Dergisi koleksiyonu.

Didem Madak’ın şairliğe adım atması bu olayla başladı. Kısa zaman sonra tüm yaşadıklarını kağıda dökmek istedi. Lise eğitimini İzmir’de tamamlayıp Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başladı.

İlk Evliliği ve Okulu Bırakması

Annesinin ölümünden sonra babası ve üvey annesiyle yaşamaya başladığı evden ayrılmak istedi. Bu kaçışın bir yolu olarak çareyi evlenmekte buldu ve üniversitenin ilk yılında tanıştığı biriyle gizlice evlendi.

Ardından evden ayrılarak okulu bıraktı. Bundan sonraki dönemler onun için çok zor geçti. Geçimini sağlamak için tezgahtarlık, sekreterlik ve anketörlük gibi farklı işlerde çalıştı.

Genç yaşta yaptığı bu acele evlilik çabuk son buldu ve eşinden boşandı. Maddi sorunlarla mücadele eden Madak, bir bodrum katında yaşamaya başladı. Buraya taşındıktan sonraki durumunu “Birden yazmaya başladım.” şeklinde dile getirmiştir.

Şiirlerinde bodrum kattaki o evde yaşadığı zorlukları da okuyucularıyla paylaştı. Anne özlemini, hayatta hep eksik kalışını ve mutsuzlukla dolu iç dünyasını kaleme döktü.

O dönemlerde bir kitap çıkarma ya da ünlü bir şair olma gibi hedeflerden çok uzaktaydı. Şiirleriyle hem kendi iç dünyasıyla  hem de annesiyle konuşuyordu. Bodrum katı yılları, en güzel şiirlerinin yer aldığı “Grapon Kağıtları” kitabını yazdığı yıllardı.

Yalnız Kaldığı Dönemler

O dönemlerde çok yalnız kaldı. Kız kardeşi Işıl’a hayattan memnuniyetsizliğini sürekli dile getirip sadece süt ile çikolata yiyerek hayatta kaldığını söylemiştir.

Didem Madak, üç yıl boyunca sevdikleri ve tanıdıklarından kaçtı. Yakın arkadaşı Müjde Bilir, sürekli anne özlemi çektiğini ve çok mutsuz olduğunu söylediğini anlatmıştır.

Madak, bir gün arkadaşı Müjde’yle buluşmak için sözleşti. Fakat Didem buluşmaya gitmeyip, arkadaşına bir not bıraktı. Arkadaşı, notu Madak’ın evinde buldu.

Notta hiçbir şey söylemeden gitmek istediğini ve onu sevdiğini belirten cümleler yer alıyordu. Ayrıca arkadaşı Müjde’ye bir de şiir yazmıştı.

Sonraki üç yıl boyunca Madak’tan haber alınamadı. Ara sıra kardeşi Işıl’ın yanına uğradı. Yine bu gidişlerinin birinde kardeşi Işıl onu görünce çok şaşırdı; Didem Madak örtünmüş olarak gelmişti.

Böylelikle kadın kimliğinden sıyrıldığını ve rahatladığını söylemiştir. Bu dönemde tasavvufla ilgilenen ünlü şair, umutsuz olduğu o zor dönemlere, kapanarak bir çıkış yolu aradı.

Yarım bıraktığı Hukuk Fakültesi’ni de o dönemde bitirdi. Mezuniyetinden sonra “Ah’lar Ağacı” kitabını yazdı. İnancı onu güçlü tuttu.

Daha sonra aynı dönemlerde kardeşi Işıl, ona “İnkılap Kitabevi 2000 Şiir Ödülü” isimli yarışmadan bahsetti. İlk başlarda Didem yarışmayla da ödülle de ilgilenmedi.

Fakat kardeşi Işıl, onun şiirlerini çok beğeniyordu. Ablasının şiirlerini ondan habersiz toplayarak bir dosya içinde yarışmaya yolladı.

Bir süre sonra “Grapon Kağıtları” dosyasının yarışmayı kazandığını öğrendiler. Madak bu süreçte, internet üzerinden şair aynı zamanda avukat olan biriyle tanıştı.

Adamın şair yönü onu çok etkileyince buluşma kararı aldılar. Buluşmanın sonunda adam, her ikisinin de birer şiir yazmasını teklif etti.

İkinci buluşmada adam kendi şiirini okudu, Didem ise kendi şiirini. Kısa süre sonra ödül töreni için İstanbul’a gitti. Yarışma öncesinde başındaki örtüyü çıkardı. Bu, onun tabiriyle “kadın kimliğine geri dönüş” idi.

Ödülünü alan Madak, İstanbul’a yerleşti. 2002 yılında Ah’lar Ağacı’nı, 2007’de Pulbiber Mahallesi isimli eserlerini yayımlattı.

Bir süre sonra 10 yıl boyunca siyasi sebeplerden hapis yatmış Timur Çelik adında biriyle hayatını birleştirdi ve bundan üç yıl sonra kızı Füsun’u dünyaya getirdi.

Ölümü

Didem Madak, kızının doğumundan sonra şiir yazamadı. Maalesef mutluluğu uzun sürmedi. Tıpkı annesi gibi kansere yakalandı.

24 Temmuz 2011’de 41 yaşındayken, kolon kanserinden hayata veda etti. Ardında 3 yaşındaki küçük Füsun’u bıraktı. Edirnekapı Mısır Tarlası Mezarlığı’na defnedildi.

Ödül töreni sırasında tanıştığı arkadaşı Şükran Yücel’e ölümünden önce bir e-posta yolladı. Mesajda kızına yazdığı duygusal satırlar yer alıyordu.

Ünlü şair Orhan Kahyaoğlu Madak için: “Didem Madak, 1990’lı yıllarda ortaya çıkan şairlerin nadir iyilerinden biri. Özellikle, 1980’li yıllarla birlikte beliren farklı şiir çizgilerinin çoğu ortak bir paydada buluşmuştu: yoğun imgecilik. İkinci Yeni şiirinin bunda tabii ki payı vardı.” şeklinde konuşmuştu.

Didem Madak’ın En Güzel 5 Şiiri

Didem Madak’ın ŞiirleriDidem Madak, önce annesi Füsun’un kaybını, ardından yıllar sonra dünyaya gelen kızı Füsun’dan erken ayrılışının hüznüyle dolu bir hayat geçirdi. Üç şiir kitabı olmasına rağmen edebiyat dünyasında iz bıraktı.

Hüzünlü iç dünyasını yansıttığı şiirleri çok beğenildi. Yalnızlığını gidermek ve acılarını biraz olsun paylaşabilmek için yazdı. Sırasıyla; Grapon Kağıtları, Ah’lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi isimli şiir kitaplarını çıkardı.

Her şiiri ayrı bir ilgi gördü. Duygularının tercümanı olarak kalem ve kağıdı kullanan Didem Madak’ın en sevilen şiirlerinden dörtlükleri sizlerle paylaştık.

Didem Madak’ın ŞiirleriKıymetli eseri Ah’lar Ağacı kitabında yer alan bu dizelerinde umutsuzluğa yer vermiştir. Küçük bir kız çocuğuyken kaybolan hayallerini, ölen annesinin özlemini anlatmıştır. Ölümden sıkça bahsetmiştir.

Didem Madak’ın ŞiirleriGrapon Kağıtları isimli kitabında yer alan bir şiirdir. Çok küçük yaşta acı bir ölüme uğurladığı annesine olan duygularını anlatmıştır. Annesi ve kız kardeşiyle yalnız yaşadığı dönemlerde onları korkutan mısır hışırtılarına da bu dizelerde yer vermiştir.

Didem Madak’ın ŞiirleriDidem Madak’ın en popüler şiirlerinden biridir. Yine ölüme sıkça yer vermiştir. Wayne Miller ve Kevin Prufer’ın yayıma hazırladığı şiir, New European Poets adlı antolojide yer almıştır.

Didem Madak’ın ŞiirleriDidem Madak, hayatı boyunca mutsuz yaşamını hep şiirlerine aktarmıştır. Pollyanna’ya Son Mektup adlı şiirinde de hayatını bir mutsuzluk inşaatına benzetmiştir.

Didem Madak’ın ŞiirleriŞairin şiirlerinde sıkça yer verdiği isyankar tutum, yalnızlık, acı ve özlem bu şiirde de hissediliyor. Umutsuzluğa kapılışını ve mutsuzluğunu yine başarılı bir dille aktarmıştır.

[renkbox baslik="Sabahattin Ali Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/sabahattin-ali-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/06/sabahattin-ali-hayati-hakkinda-bilgi.png" renk="siyah" yenisekme="hayir"][/renkbox]

Didem Madak’ın En Anlamlı 5 Sözü

Didem Madak’ın SözleriDidem Madak’ın, okudukça ne kadar haklı olduğu görüşüne kapıldığımız sözleri bulunuyor. Çoğu zaman duygularımıza tercüman olan sözlerinden birkaçına aşağıda yer verdik.

Didem Madak’ın SözleriDidem Madak, yaşadığı acıların onu erken olgunlaştırmasından etkilenmiş olacak ki, bazı acıların yaşanması gerektiğine inanmış. Belki de geçmişinde annesi olduğu için acılarda dahi annesini bulmuştur iç dünyasında…

Didem Madak’ın SözleriAnnesinin ölümünden sonra zor zamanlar geçirip herkesten uzaklaşan Madak, uzun süre çok yalnız yaşamış, yalnız kalmış, hep yalnız hissetmiş. Bu sözünde de hissettiği yalnızlığı dile getirmiştir.

Didem Madak’ın SözleriDiğer çoğu şairden farklı olarak aşk acısını değil anne özlemini eserlerine yansıtan bir şair olmuştur. Bu satırlarda da yine annesine duyduğu özlemi anlatmıştır.

Didem Madak’ın SözleriZor zamanlar geçiren şair, burada da hüzne ve kırılmalara alışık olduğundan bahsetmiştir. Diğer bir deyişle, acıdan kaçış yolu olmadığının farkındadır.

Didem Madak’ın SözleriZamanın kendisine göre yavaş ilerlediğinden bahsetmiş. Hayata hep isyan etmek istemiş, fakat yüzündeki çillerden başka isyan eden olmadığını dile getirmiştir.

41 yıllık kısa yaşamına sığdırdığı şiirlerle hatırladığımız Didem Madak, şiirleriyle okuyucularına derin anlamlar bırakmış bir şairdir. Yakın çağlarda yaşayıp kendine özgü anlatım tarzı ve cesaretiyle çoğu kadında hayranlık uyandırmıştır. O, edebiyat dünyasının çiçekli şairi olarak, anne kokan şiirleriyle hep kalbimizde yaşayacak…
Didem Madak hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Didem Madak’ın sizi en çok etkileyen şiiri hangisi?
Sizce Didem Madak hissettiklerini şiirlerine aktarabilmiş mi?



Okur Yorumları