El - Biruni, eserlerinde işlediği bilimsel konularla yüksek fen bilgilerini, kendinden asırlar sonra gelen fen alimlerini bile hayrete düşürmüş, büyük İslam alimidir. İsmi Muhammed bin Ahmed el Biruni el Harezmi olup, künyesi Ebu Reyhan’dır. El Biruni diye meşhur olmuş ve El Üstad lakabıyla anılmıştır.
Biruni, akli ve nakli ilimlerde, o zamanda yetişen en büyük simalardandır. Biruni, sadece İslam aleminde değil, dünyanın her tarafında tanınmış ve kendinden hürmetle bahsedilmiştir.
[renkbox baslik="İmam Gazali Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/imam-gazali-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/12/imam-gazali-hayati-hakkinda-bilgi-960x560.png" renk="kahve" yenisekme="evet"][/renkbox]
Biruni dünyanın yarıçapı ve çevresini İslamabat şehri yakınlarındaki Nandana Kalesi’nde hesaplamış ve hatırı sayılır rakamlar ifade etmiştir. Kişilik olarak oldukça mütevazi ve maddiyata değer vermeyen bir kişi olan Biruni, döneminde kendisine sunulan ücretleri reddetmiş ve tamamen ilim için yaptığını belirtmiştir.
El - Biruni Kimdir?
El -Biruni Gök bilim, doğa bilimleri, tarih, matematik ve coğrafya alanlarında önemli çalışmalar yapmış Fars kökenli ünlü bilim adamıdır. Yaptığı en önemli bilimsel gerçekler olarak, günümüzden yaklaşık 1000 yıl önce ilk sezaryen doğumunu gerçekleştirmiş olmasını gösterebiliriz. Metaller üzerindeki ısı sonucunda genleşme etkisini keşfetti. Altın, bakır, demir, yakut, civa, zümrüt ve akik gibi pek çok elementin özgül ağırlıklarını bulmuştur.
El - Biruni’nin Hayatı
Biruni 4 Eylül 973 yılında bugünkü İran sınırları içinde bulunan ve Şahabbas-ı veli denilen yer olan Kas’da dünyaya gelmiştir. Biruni küçük yaşlarda iken babasını kaybetmiş ve annesi odun satarak geçimlerini çok zor şartlar altında sağlamıştır. Biruni’yi zekası ve çalışmaları sayesinde Harezmşah hanedanında ünlü alim ve matematikçi Ebu Nasr Mensur bin Ali bin Irak himayesi altına almıştır. Öte yandan Biruni’ye nakli ve akli ilimler hakkında dersler vermiştir. Bu sayede Biruni saray ile yakınlaşmış ve hükümet erkanıyla iletişime geçmiştir.
Çeşitli sebeplerle değişik memleketlerde bulunan Biruni, buralarda görüştüğü alimlerden çeşitli ilimler öğrenmiştir. O yıllarda astronomiye olan ilgisi nedeniyle rasathane çalışmaları yapmış ve kitaplar yazmıştır. Biruni 44 yaşlarında Gaznelilerin himayesine girmiştir. Sultan Gazneli Mahmud ona çok itibar etmiş ve sarayda çeşitli görevler vermiştir.
Gazneli Mahmud’un Hindistan seferlerinde, sultanın baş danışmanı ve hazine genel müdürü olarak çalışmıştır. Gazneli Mahmud, Biruni için “Sarayımızın en değerli hazinesidir” diyerek minnetini belirtmiştir. Bu büyük İslam kahramanının Hindistan’ı fethetmesinden sonra, onun yardım ve teşviki ile Hindistan’ın Nendene şehri civarında çeşitli ilmi çalışmalar yapmıştır.
Biruni, uzun çalışmalar ve araştırmalar sonucunda, yerkürenin çapını hesaplamayı başarmıştır. Ardından Sanskritçeyi öğrenmiş, Hintlilerin örf ve adetlerini incelemiştir. Biruni Hindistan’daki çalışmaları tamamladıktan sonra, Gazne’ye geri dönmüştür. Sultan Mahmud Han’ın oğlu Mes’ud ve torunu Mevdud, El Biruni’ye çok değer vermiş ve onun araştırma ve çalışmaları için her imkanı hazırlamışlardır.
El - Biruni, sıkı bir çalışma ile pek çok hizmet vermiş ve Arabi-Farisi dillerinden başka İbranice, Rumca, Süryanice, ve Yunancayı öğrenmiştir. Bütün işlerinin İslamiyet’e uygun olmasına çok dikkat etmiş ve bu konuda hassasiyetini her fırsatta göstermiştir.
El - Biruni’nin Bilimsel Çalışmaları
Biruni şehirlerin paralel ve meridyenlerini tespit etmiş, tıp, fizik, matematik, astronomi, kronoloji ve metrolojide büyük çalışmalar yapmıştır. Biruni astronomi alanında çalışmalarına 995-996 yılları arasında henüz gençken, Harezm şehri civarında Buştakir’de, Güneş'in ve gezegenlerin deklinasyonlarını tespit ederek başlamıştır.
Biruni’nin bir kasidesinde son senelerinde olan Ebü’l-Hasen Ali’nin Cürcani’ye geldiği, Ebü’l Abbas’ın vefatına kadar orada bulunarak 1009 senesinde güneşin ve gezegenlerin deklinasyonlarının gözlemi ile meşgul olduğu ve belirli metodlar ile o şehrin meridyenini Harezm’e bağladığı görülmektedir. Burada hükümdar sarayında bir rasathane tesis ederek, Harezm’de bulduğu Güneş'in ve gezegenlerin meyilleri için bir gözlem yapmıştır.
1011 senesinin ortalarına doğru Biruni Kabil’de çalışmalarda bulunmuştur. Aynı senenin sonunda ilmi çalışmalar ve araştırmalar için hayatının sonuna kadar yaşadığı Gazne’ye geçmiştir. Dünya çapının tayinini ilk defa El Biruni yapmıştır. Biruni’ye matematik alanında bakıldığında trigonometrik fonksiyonlarda yarıçapın değişken olmasını önermesinin yanında sin, cos’a bir de sekant, kosekant ve kotanjantı eklemiştir.
[renkbox baslik="Ebu Cafer Taberi Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/ebu-cafer-taberi-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2018/01/ebu-cafer-taberi-kimdir-hayati-ve-eserleri-960x560.jpg" renk="gri" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Biruni astroloji ile yakından ilgilenmiş ve simya, büyü vb konularda çalışmaya inanmadığını anlatan bir eser yazmıştır. Ayrıca tıp alanında bir kadına sezaryenle doğum yaptırmayı başarmıştır.
Şifalı bitkiler ve yararlarına inanan Biruni, bu bitkilerin ne işe yaradığını ve nasıl kullanıldığını anlattığı eserinde bazı ilaçlara da yer vermiştir. Katıların öz ağırlıklarının hesaplanmasına yönelik çalışmalar da yapan Biruni, 23 katı maddenin özgül ağırlığını bugünkü ağırlıklarına çok yakın bir değerde saptamıştır.
Biruni çağının birçok bilimi hakkında araştırmalar yapan dünyanın sayılı önemli bilim adamlarındandır. Büyüye ve hurafelere inanmamış sadece akla hizmet etmiştir. Bulunduğu çağda deneyler yapması, deneylerde neden sonuç ilişkisi kurarak bilimsel bir zihniyete sahip olması dikkati çekmiştir. Ortaçağ'da bilimle imanı birbirine karıştırmayan Biruni, Tanrı'nın varlığını her zaman kabul etmiştir.
El - Biruni’nin Eserleri
Biruni, arkadaşlarına yazdığı mektupta 180’i bulan eserlerinin listesini vermektedir. Ne yazık ki bunlardan 22 tanesi günümüze kadar gelebilmiştir. Günümüze sadece isimleri ulaşmış eserlerinden bazıları şunlardır:
Tarih-ul Hind, Kitâb'üt-Tahkîk Mâ li'l-Hind, Mekalidu ilm-il-Hey’e, El-Âsâr'il-Bâkiye an'il-Kurûni'i-Hâli-ye, El-Kanûn'ül-Mes'ûdî, Kitâbü'l-Cemâhir fî Mâ'rifet-i Cevâ-hir, Kitâbü't-Tefhîm fî Evâili Sıbaâti't-Tencîm, Kitabu Hisab-il-müsellat, Kitâbü's-Saydele fî Tıp, Tahdîd'ü Nihâyeti'l-Emâkin li Tas-hîh-i Mesâfet'il-Mesâkin, Usul-ir-resmi ala sath-il-kürre, Akl-in –Nev’i, Ru’yet-il-ehille
efso ve çok dikkatimi çekti
efso olmuş
Biruni’nin, Tahdid Nihayat al-amakin ve kitab al-saydam adlı yapıtının ön sözünde kendisinin Türk olduğu açıklığa kavuşmaktadır.
Kitab al-saydam adlı hekimlikle ilgili yapılının ön sözünde: “Ben ne Arabım ne de Acem, bu iki dili sonradan öğrendim. Eğer yapıtlarımı kendi dilimde yazacak olsaydım bunlar, saf Arap cinsi atlar sürüsü arasında zürafalar gibi garip bir şey olurdu” demektedir.
Çok önemli İslam alimlerinden biri olduğunu duymuştum, tesadüfen bu yazıya denk gelince okumak istedim, bilgi sahibi oldum.