Osmanlı yazarlarından biri olan Şemseddin Sami, yazın hayatına 14 yaşında başlamış ve kendisini hızla gelişmiştir. Abdülhak Hamit Tarhan, Namık Kemal gibi yazarların da etkisiyle batı edebiyatına yönelmiştir. Şemseddin Sami, batı edebiyatı tarzında öykü ve romanlarıyla tanınmıştır.
Sami; hatıra, makale, roman ve şiir alanlarında çokça eser vermesine karşın asıl becerisini hikayede göstermiştir. Şemseddin Sami'ye ait Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat isimli roman, 1872 yılında Hadika gazetesinde tefrika edilmiştir. Romanın yazını 1873 yılında tamamlandı.
[renkbox baslik="Kaşgarlı Mahmud Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/kasgarli-mahmud-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/05/kasgarli-mahmud-hayati-hakkinda-bilgi-960x560.png" renk="kahve" yenisekme="evet"][/renkbox]
Talat ve Fitnat'ın aşkını konu alan roman Türk edebiyatının ilk Türkçe romanı olarak kabul edilmiştir. Ancak Sami'nin romanının Türkçe yazı ile yazılmış ilk Türkçe telif roman kabul edilmiş olması yeteri kadar açıklığa kavuşmuş değildir. Muhtemelen öncesinde yazılmış benzeri yapıda romanlar vardır ama popülerlik kazanabilmiş olan Şemseddin Sami'nin eseri olmuştur. Şemseddin Sami, Türk edebiyatına bunun dışında çok sayıda değerli eser kazandırmıştır.
Şemseddin Sami Kimdir?
Şemseddin Sami, 1 Haziran 1850 yılında dünyaya gelmiş; Arnavut asıllı Osmanlı yazarı, sözlükçü ve ansiklopedisttir. İlk Türkçe ansiklopedi olan Kamus-ül Alam'ın ve en kapsamlı ilk Türkçe sözlük olan Kamus-ı Türki eserlerinin yazarı olan Şemseddin Sami, Latin ve Yunan harfleri kullanan ilk Arnavut alfabesini geliştirmeyi başarmıştır. Şemseddin Sami, Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucusu olan Ali Sami Yen'in babası ve Arnavut milli şiirinin kurucusudur. Çok yönlü kişiliği, tecrübeleri ve yeteneği sayesinde çok sayıda alanda eser vermeyi başarabilmiştir.
Şemseddin Sami, Osmanlıcılığın en önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Osmanlının modernleşmesini, güçlenmesini her zaman savunmuş, Türkçe'nin önemini hep vurgulamıştır. Sözlük türü eserlerinde Batı dillerinden alınan yeni kelimelere yer vermek konusunda özen göstermiştir.
Şemseddin Sami, dilin Türkçeleşmesini ve sadeleşmesini savunmuş ve bu yönde çalışmalar yapmıştır. Çalışmalarında Türkçe eski kaynaklara başvurulmasını önemle vurgulamıştır. Şemseddin Sami, sosyalizm ile İslamiyet'i bir araya getirmeyi başaran Osmanlı aydınlarından birisi olmuştur. Sami'ye göre komünizm kötülenmeli ama insanlığın kurtuluşu olan sosyalizm yüceltilmelidir.
Şemseddin Sami'nin Hayatı
Güney Arnavutluk'ta dünyaya gelen Sami, ilk eğitimini Bektaşi tarikatından almıştır. Orta öğretimini günümüzde Yunanistan sınırları içinde bulunan Zosimea Lisesi'nde tamamlamıştır. Sami Arnavutça dışında Yunanca, Fransızca, İtalyanca, Türkçe, Farsça ve Arapça öğrenmiştir.
Emine isminde bir bayanla evlenen Sami bir dönem Yanya Mektubi Kalemi'nde işe başlamış, ardından 1871 yılında İstanbul'a gelmiştir. Burada memurluk görevi yaparken ilk telif eseri olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ı yayınlamıştır. Sirac ve Hadika gazetelerinde çalışırken Yeni Osmanlılar lehine yayınlar yaptığı için gazeteler kapatılmıştır. Fransızcadan çevirdiği İhtiyar Onbaşı trajedisi Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir.
1874 yılında Trablusgarp'a gitti ve 9 ay kadar kaldı. İstanbul'a dönünce Sabah gazetesini yayımlamaya başladı. 1877 yılında Rodos valisinin yanında göreve başladı. Şemseddin Sami, Arnavutluğun Osmanlı'dan ayrılmasını destekleyen görüşlere karşı çıkmıştır.
1880 yılında Teftiş-i Askeri Komisyonu'nun katipliğinde görev aldı. Bu görev onu ekonomik anlamda rahatlattığı için yoğunluğu kitaplarına verildi. Bu dönemde birçok romanı Türkçeye çevirdi. Kamus-ı Fransevi eserinden dolayı Abdülhamit tarafından İftihar Madalyasına layık görüldü.
1898 yılında gazetelerde Sami'nin Türkçe'nin ıslahı için yapmış olduğu çalışması olan dizi makalesi çıkmaya başladı. 1899 yılında Kamus-ı Türki'yi yazmaya başlayan yazar 1901'de eserini tamamladı. Şemseddin Sami, 1902 yılında Kutadgu Bilig, 1903 yılında Orhun Abideleri çevirilerini yaptı. Şemseddin Sami 1 Temmuz 1904 tarihinde, Erenköy'de bulunan evinde hayatını kaybetmiştir. Ölümünün ardından Erenköy Sahrayıcedid Mezarlığı'na defnedilmiştir. Ancak ailesinin isteği üzerine kemikleri 1968 yılında Feriköy Mezarlığı'na nakledilmiştir.
Şemseddin Sami'nin Eserleri
Şemseddin Sami'nin Gave, Seydi Yahya, Besa yahut ahde Vefa isminde tiyatro türünde eserleri vardır. Bunun dışında sözlük ve ansiklopedi çalışmalarıyla ün yapan Sami'nin Kamus-ı Türki, Kamusul Arabi, Kamus-ı Fransevi isminde sözlükleri; Kamusul Alam isminde ansiklopedisi vardır.
Ünlü yazarın çok sayıda çeviri eseri de vardır. Özellikle Robinson Crusoe ve Victor Hugo'dan çevirdiği eserleri ünlüdür. Şemseddin Sami, dil bilgisi alanında yaptığı çalışmaları kitaba dökmüş; birkaç adet dil bilgisi kitabı da yazmıştır. Bunlar; Usul-i Tenkit ve Tertib, Yeni Usul Elifba-yı Türki, Tatbikat-ı Arabiye, Nev'usul Sarf-ı Türki, Usul-i Cedid-i Kavaid-i Arabiye isimli kitaplarıdır. Şemseddin Sami'nin bu eserleri yanında cep kütüphanesi eserleri de mevcuttur. Kendisi eserleriyle Osmanlı döneminde, özellikle Tanzimat zamanında çok sevilmiş ve taktir edilmiştir.
[renkbox baslik="Abdal Musa Kimdir? Hayatı ve Eserleri" link="https://bilgihanem.com/abdal-musa-kimdir/" resim="https://bilgihanem.com/wp-content/uploads/2017/04/abdal-musa-kimdir-hayati-ve-eserleri.jpg" renk="mavi" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Şemseddin Sami ve kardeşlerinin Arnavutluk başkenti Tiran'da anıtı yer almaktadır. Ünlü yazar Arnavut ulusal düşüncesinin lideri, babası kabul edilebilir. 1904 yılında Şemseddin Sami hayatını kaybettikten sonra Sofya'da kendisinin ismiyle çıkan ilk kitapçık, Arnavutçadan harfiyen tercüme edilerek, Türkçe olarak basılmıştır. Modern Arnavut milliyetçiliğinin bildirisi kabul edilen Arnavutluk Ne İdi, Nedir, Ne Olacak isimli kitapçık ülke geleneklerinde Şemseddin Sami'ye atfedilmiştir. Şemseddin Sami, tüm vasıflarıyla, eserleriyle sadece Türk edebiyatında değil; Arnavutluk'ta ve tüm dünyada ün kazanmayı başarmıştır.
Şemseddin Sami hakkında yazılmış en iyi makale sanırım, bravo.